Person: GÜNEŞ BAYIR, AYŞE
25 results
Search Results
Now showing 1 - 10 of 25
Publication Metadata only Gıda Katkı Maddelerinin Sağlık Üzerine Etkisi(2023-12-01) Gül E.; Öztürk M.; Güneş Bayır A.; GÜNEŞ BAYIR, AYŞEPublication Metadata only Beslenme(2023-12-01) Güneş Bayır A.; GÜNEŞ BAYIR, AYŞEPublication Metadata only Nutritional supports in sepsis cases(2023-12-01) Kıranlıoğlu A.; Güneş Bayır A.; GÜNEŞ BAYIR, AYŞEPublication Metadata only İstanbul Piyasasında Açıkta Satışa Sunulan Dondurmalarda Listeria monocytogenes Varlığının ve Antibiyotik Direncinin İncelenmesi(2023-12-01) Güneş Bayır A.; Erdoğan Ö.; Güçlü D.; Özkan B.; GÜNEŞ BAYIR, AYŞE; ERDOĞAN, ÖZCAN; GÜÇLÜ, DUYGUPublication Metadata only DÜŞÜK FODMAP DİYETİ VE SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ(2024-03-15) Semiz D.; Güneş Bayır A.; GÜNEŞ BAYIR, AYŞEPublication Metadata only BESİNLERİN GLİSEMİK İNDEKSİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER VE GLİSEMİK YÜK(2024-03-15) Alabaş E. D.; Güneş Bayır A.; GÜNEŞ BAYIR, AYŞEPublication Metadata only METABOLIC SYNDROME AND MICROBIOTA(2024-03-18) Şekerli Z.; Güneş Bayır A.; GÜNEŞ BAYIR, AYŞEMetabolik sendrom; vücuttaki bir dizi risk faktörünün birleşimiyle ortaya çıkan karmaşık bir durumdur abdominal yağlanma, yüksek kan basıncı, insülin direnci ve dislipidemi gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle tanımlanır. Son yıllarda, sindirim sistemindeki mikroorganizmaların (mikrobiyota) metabolik sendromun gelişimi üzerindeki etkileri üzerine yapılan araştırmalar önemli bir ilgi odağı haline gelmiştir. Metabolik sendromun patogenezi, genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle karmaşık bir şekilde şekillenir. Özellikle, barsak mikrobiyotasının dengesizliği, metabolik sendromun oluşumunda potansiyel bir etken olarak öne çıkmaktadır. Mikrobiyotanın dengesizliği, barsak bariyerinde bozulmaya, düşük dereceli inflamasyona ve metabolik süreçlerde değişikliklere yol açarak insülin direnci gibi temel bileşenlerle ilişkilendirilmiştir. Bu alandaki araştırmalar, sağlıklı bir mikrobiyota profilinin metabolik sendrom riskini azaltabileceğini ve belirtilerini hafifletebileceğini öne sürmektedir. Bununla birlikte, spesifik mikrobiyota bileşenlerinin ve metabolik sendrom arasındaki korelasyonun tam olarak anlaşılması için daha fazla çalışma gerekmektedir. Mikrobiyota manipülasyonunun, metabolik sendromun önlenmesi ve tedavisinde potansiyel bir strateji olabileceği düşünülmektedir. Probiyotikler, prebiyotikler ve diyet değişiklikleri gibi yaklaşımlar, mikrobiyota sağlığını iyileştirmeye ve metabolik sendrom belirtilerini yönetmeye yönelik umut verici bulgular sunmaktadır. Sonuç olarak, metabolik sendrom ile mikrobiyota arasındaki ilişki karmaşıktır ve henüz tam olarak anlaşılmamıştır. Ancak, bu alandaki araştırmaların ilerlemesi, metabolik sendromun önlenmesi ve tedavisinde yeni ve etkili stratejiler geliştirilmesine ışık tutabilir. Bu derleme, literatürden yararlanarak metabolik sendrom ile mikrobiyota arasındaki ilişkinin karmaşıklığını ve potansiyel tedavi yöntemlerini vurgulamayı amaçlarken detayları belirtmek yerine genel bir bakış sunarak, bu alandaki araştırmaların önemini vurgulamayı hedeflemektedir. Anahtar kelimeler: Mikrobiyota, Metabolik sendrom, Bağırsak mikrobiyotası, İnsülin direnci, ProbiyotikPublication Metadata only THE INVESTIGATION OF INHIBITORY EFFECTS OF VITAMIN D ON MYOCARDIAL INFARCTION(2024-04-01) Çalıkoğlu A.; Güneş Bayır A.; GÜNEŞ BAYIR, AYŞEPublication Metadata only EFFECT OF KETOGENIC NUTRITION ON ALZHEIMER’S DISEASE(2024-03-18) Aksoy S.; Güneş Bayır A.; GÜNEŞ BAYIR, AYŞEAlzheimer hastalığı, bilişsel işlev kaybına neden olan bir sendromdur. Amiloid-β ve tau proteinlerinin birikimleriyle ilişkilidir ve risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet, genetik, eğitim düzeyi yer alır. Dünya genelinde 50 milyon kişi bu hastalıkla mücadele ederken, 2050\"de bu sayının 150 milyona çıkması bekleniyor. Alzheimer, yaşlı nüfusun artışıyla birlikte önemli bir sorun haline gelirken, beslenme faktörünün hastalığın seyrini etkileyebileceği düşünülmektedir. Ketojenik beslenme; düşük karbonhidrat ve yüksek yağ alımını içerip vücudu ketozise sokarak enerji metabolizmasını değiştirir. Bu diyetin Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatabileceği ve beyinde nöroprotektif etkiler sağlayabileceği öne sürülmüştür. Ayrıca, ketojenik beslenmenin anti-inflamatuar ve antioksidan etkileri, Alzheimer patolojisinin gelişiminde kritik bir rol oynayabilir. Alzheimer, yaşlı nüfusun artmasıyla giderek daha büyük bir sorun haline gelirken, beslenme alışkanlıklarının bu hastalığın seyri üzerindeki etkilerini anlamak önemlidir. Ketojenik beslenmenin, beyinde enerji üretimini değiştirerek Alzheimer patolojisini etkileyebileceği ve anti-inflamatuar, antioksidan etkileriyle hastalığın gelişiminde rol oynayabileceği hipotezi üzerinde durulmaktadır. Bu potansiyel etkilerin anlaşılması, Alzheimer hastalarının yaşam kalitesini artırmak ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak adına önemli bir adım olabilir. Bu çalışmanın amacı ketojenik beslenmenin Alzheimer hastalığının ilerlemesi üzerindeki potansiyel etkilerini anlamak ve nöroprotektif özelliklerinin beyindeki ketonlar aracılığıyla nasıl çalıştığını ortaya koymaktır. Bu kapsamda bilimsel literatürden veriler derlenerek ketojenik beslenmenin Alzheimer hastalığı üzerindeki etkileri değerlendirilerek gelecekteki araştırmalara ve klinik uygulamalara ışık tutabilecek ve Alzheimer hastalığıyla mücadelede yeni bir bakış açısı sunabilecektir. Anahtar kelimeler: Alzheimer hastalığı, Ketojenik beslenme, Nöroprotektif etkiPublication Metadata only Phenylketonuria Disease and Its Managment in Different Individuals(2024-03-01) Gül E.; Güneş Bayır A.; GÜNEŞ BAYIR, AYŞE
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »