Person:
GÖNCÜ, BEYZA SERVET

Loading...
Profile Picture
Status
Organizational Units
Job Title
First Name
BEYZA SERVET
Last Name
GÖNCÜ
Name
Email Address
Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 7 of 7
  • PublicationOpen Access
    Investigating differential miRNA expression profiling using serum and urine specimens for detecting potential biomarker for early prostate cancer diagnosis
    (2021-02-08T00:00:00Z) Hasanoğlu, Sevde; Göncü, Beyza Servet; Yücesan, Emrah; Atasoy, Sezen; Kayali, Yunus; Özten Kandaş, Nur; GÖNCÜ, BEYZA SERVET; YÜCESAN, EMRAH; ATASOY, SEZEN
    Background/aim: MicroRNAs (miRNAs) are known up-to-date candidate biomarkers for several diseases. In addition, obtaining miRNA from different body fluids such as serum, plasma, saliva, and urine is relatively easy to handle. Herein we aimed to detect miRNAs as biomarkers for early stage prostate cancer (PC). For this purpose, we used urine and serum samples to detect any significant differences in miRNA profiles between patients and healthy controls. Materials and methods: Total ribonucleic acid (RNA) in urine and serum samples were isolated from eight untreated PC patients, thirty healthy individuals were screened for miRNA profile, and candidate miRNAs were validated. Whole urinary and serum miRNA profile was analyzed using Affymetrix GeneChip miRNA 4.0 Arrays. Candidate miRNAs were investigated by stem-loop reverse transcription- polymerase chain reaction. Results: When we analyzed the urinary samples of PC patients, 49 miRNAs were detected to be upregulated and 14 miRNAs were found to be downregulated when compared with healthy controls. According to the serum samples, 19 miRNAs were found to be upregulated, and 21 miRNAs were found to be downregulated when compared with healthy individuals as well. Interestingly, we detected only four overlapping miRNAs (MIR320A, MIR4535, MIR4706, MIR6750) that commonly increase or decrease in both serum and urine samples. Among them, MIR320A was found to be downregulated, and MIR4535, MIR4706, and MIR6750 were found to be upregulated for urine samples. However, only MIR6750 was upregulated and the other three miRNAs were downregulated for serum samples. Conclusion: Notably, the expression profile of MIR320A was significantly altered in urine specimens of prostate cancer patients. We considered that MIR320A has been evaluated as a valuable biomarker that can be used in the early diagnosis of PC.
  • PublicationMetadata only
    COVID-19 Tanısında Protein Temelli Yaklaşımlar
    (2020-02-01T00:00:00Z) Göncü, Beyza Servet; GÖNCÜ, BEYZA SERVET
    Serolojik testler belirli patojenlere maruziyetin varlığını teşhis etmek ya da seyir takibi amacıyla kullanılan testlerdir. Kan veya serum örnekleri kullanılarak, patojenlere ait antijenlerin varlığı ve spesifik antikorlara bağlanma prensibine göre çalışır. Güncel olarak COVID-19 veya bir diğer deyişle SARS-CoV2 teşhisi ve seroloji testlerine ait bulguların doğrulanması gerçek zamanlı PCR (RT-PCR) tekniği ile yapılmaktadır. SARS-CoV2 seroloji testlerine ilişkin gelişmeler hızlı bir şekilde güncellenmektedir. Özgün SARSCoV2 antikorlarının tayin edilmesi, patojen varlığında immün sistemin oluşturacağı yanıta bağlı olarak geliştirilir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda farklı hastalardan elde edilen örneklerde farklı immünglobülin tiplerinin belirlendiği bildirilmiştir. Bu nedenle öncelikle enfeksiyondan sonra gelişen immünglobülin tiplerinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Serolojik testler temelde; nötralizasyon, antijen-antikor reaksiyonu ve belirleme aşamaları ile karakterizedir. Enfeksiyonun hızlı teşhisi ve seyrinin takibi için SARS-COV2 seroloji testleri ile ilgili araştırma ve geliştirme çalışmaları hızla devam etmektedir. Bugüne kadar bildirilen serolojik test sonuçları, benzerlik taşıyan koronavirüs antikor testleri (SARS/MERS-CoV vb) kullanılarak elde edilmiştir. Bu sürecin tamamlanması için virüse bağlı antijenik kısımların tanımlanması gerekmektedir. SARS-CoV2’ye özgül, antijene bağlanacak antikorun, protein temelli yaklaşımlarda bir -çapa- (anchor) olarak kullanılması için araştırmalar devam etmektedir.
  • PublicationMetadata only
    Hücre Mikroenkapsülasyonunda Manuel ve Kapsülasyon Sisteminin Hücre İzolasyon Tipi ve Aljinat Yüzdesine Bağlı Verimliliğinin Karşılaştırılması
    (2021-08-01T00:00:00Z) Düzenli, Ömer Faruk; Göncü, Beyza Servet; Selepcioğlu, Harika; Yücesan, Emrah; Ersoy, Yeliz Emine; Akçakaya, Adem; GÖNCÜ, BEYZA SERVET; YÜCESAN, EMRAH; ERSOY, YELIZ EMINE; AKÇAKAYA, ADEM
    Amaç: Birçok endüstriyel sektörde kullanılan polimer malzemeler sağlık bilimlerinde de farklı işlemlerde kullanılmaktadır. Bu işlemlerden biri olan enkapsülasyon sistemi hücre nakli gibi terapötik uygulamalarda tercih edilmektedir. Enkapsülasyon çalışmalarında uygulanacak yaklaşıma göre kapsül yapısında kullanılacak polimer malzeme ve oluşan kapsül boyutu değişmektedir. Aljinat, kahverengi alglerden elde edilen, içeriğindeki farklı polimerik blok oranlarına bağlı olarak değişiklik gösteren doğal polimerlerden biridir. Bu çalışmada, kapsülasyon aşaması için kullanılacak olan değişik aljinat yüzdeleri uygulanarak paratiroid hücrelerinde ideal mikroenkapsülasyon prosedürlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.Gereç ve Yöntem: Çalışmada sekonder hiperparatiroidi hastasından alınan bir adet paratiroid hiperplazi dokusundan mekanik ve enzimatik izolasyon yöntemleriyle hücre eldesi gerçekleştirilmiştir. İki farklı aljinat yüzdesi kullanarak hem manuel olarak hem de kapsülasyon cihazında otomatize olarak iki farklı akış hızı değerlendirilmiştir. Mikroenkapsüle edilen hücreler 64-79 gün boyunca in vitro olarak parathormon miktarları ölçülerek takip edilmiştir.Bulgular: Değerlendirilen aljinat yüzdelerinden %2’lik konsantrasyona sahip mikroenkapsüllerin oluşturulmasında kapsülasyon cihazında kullanılan 2 mL/dk akış hızıyla morfolojik stabilite gözlenmiştir. Ayrıca parathormon salınımı açısından hücre izolasyon tipi ve aljinat yüzdeleri arasında benzer sonuçlar elde edilmiştir.Sonuç: Uzun süreli mikroenkapsülasyon verimliliğinin arttırılması için yapısal ve fonksiyonel açıdan birçok parametrenin belirlenmesi gerekmektedir. Bu çalışma ile enzimatik izolasyon metoduyla elde edilen paratiroid hücrelerinin kapsülasyon sistemi kullanılarak artan akış hızında daha stabil bir yapı oluşturdukları belirlenmiştir.
  • PublicationMetadata only
    Periferik kan mononükleer hücrelerin primer paratiroit dokusu hücreleri ile ko-kültürünün verimliliği
    (2020-02-01T00:00:00Z) Yücesan, Emrah; Göncü, Beyza Servet; Hasanoglu, Sevde; YÜCESAN, EMRAH; GÖNCÜ, BEYZA SERVET
  • PublicationOpen Access
    Sekonder Hiperparatiroidi Cerrahisi Sonrasında Gelişen Hipoparatiroidinin Tedavisinde Dondurularak Saklanan Paratiroid Dokularının Ototransplantasyonunun Önemi
    (2021-11-01T00:00:00Z) İdiz, Ufuk Oğuz; Yücesan, Emrah; Göncü, Beyza Servet; Özdemir, Burcu; Ayşan, Erhan; YÜCESAN, EMRAH; GÖNCÜ, BEYZA SERVET
  • PublicationMetadata only
    Biallelic loss of TRAPPC9 function links vesicle trafficking pathway to autosomal recessive intellectual disability
    (2022-01-01T00:00:00Z) Aslanger, Ayça Dilruba; Göncü, Beyza Servet; Düzenli, Omer Faruk; Yücesan, Emrah; Sengenç, Esma; Yeşil Sayın, Gözde; GÖNCÜ, BEYZA SERVET; YÜCESAN, EMRAH
  • PublicationMetadata only
    Mikroenkapsülasyon Sisteminin Aljinat-Hücre Süspansiyon Yoğunluğuna Bağlı Hızlarının Değerlendirilmesi
    (2021-09-01T00:00:00Z) Göncü, Beyza Servet; Akçakaya, Adem; Ersoy, Yeliz Emine; Selepcioğlu, Harika; Yücesan, Emrah; GÖNCÜ, BEYZA SERVET; YÜCESAN, EMRAH; ERSOY, YELIZ EMINE; AKÇAKAYA, ADEM
    Amaç: Mikroenkapsülasyon tekniği sağlık bilimlerinde ilaç veya hücre gibi terapötik araçların bir kaplayıcı malzeme ile kaplanarak hem taşınımı hem de muhafazasını sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Kaplayıcı materyal olarak doğal olan ve olmayan birçok polimerik malzeme kullanılmaktadır. Bunlar arasında biyouyumluluğu ve yapısal stabilitesinden dolayı ultra saf aljinat avantajlı konumdadır. Bu çalışmada ultra saf aljinat ile paratiroit hücreleri kullanılarak mikroenkapsülasyon için ideal aljinat-hücre süspansiyon oranını, uygun hücre izolasyon metodunu ve mikroenkapsülasyon oluşturmak için kullanılan sistemin en uygun akış hızını belirlemek amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Çalışmada dört ayrı paratiroit dokusundan, iki farklı izolasyonla (enzimatik/mekanik) elde edilen paratiroit hücreleri kullanılmıştır. Hücreler serum fizyolojik ile süspanse hale getirilerek farklı miktarlarda aljinat ile enkapsüle edilmiştir. Sonrasında belirlenen aljinat-hücre süspansiyon oranları, iki farklı izolasyonla elde edilen paratiroit hücreleri ile farklı akış hızlarında enkapsüle edilerek in vitro olarak morfolojileri ve hücrelerin salgıladığı parathormon miktarı takip edilmiştir.Bulgular: Morfolojik olarak 500μL:200μL (aljinat:hücre süspansiyon hacmi) oranında hazırlanan enkapsüllerin in vitro olarak verimli olduğu belirlenmiştir. Böylelikle %28 oranında aljinat-hücre süspansiyon oranı sabit tutularak; mekanik izolasyonlu hücrelerin kullanıldığı mikroenkapsüllerin morfoloji ve cihazın akış hızına negatif etki oluşturduğu belirlenmiştir. Yalnızca enzimatik hücre izolasyonu yapılan paratiroit hücreleri farklı akış hızlarında morfolojik farklılıklar oluşturmuş ve 2,5mL/dakika hızın yapı, salgıladıkları parathormon ve stabilite açısından verimli oldukları belirlenmiştir.Sonuç: Hücrelerin salgıladığı ürünlerin kapsül alanı dışına ulaşması hücre mikroenkapsülasyonunun temel işleyişini oluşturmaktadır. Yapısal stabilitenin korunması, mikroenkapsüle edilen hücrelerin etkin şekilde beslenmesine olanak sağlamalıdır. Ayrıca bu çalışma ile aljinat-hücre süspansiyon oranı, uygun hücre izolasyon metodu ve akış hızı sınırları netleştirilmiştir. Gelecek çalışmalarla belirlenen değerlerin uzun in vitro takiplerinin yapılması gerekmektedir.