Goal:
17 - Amaçlar için Ortaklıklar

Loading...
Project Logo
Description
Amaçlar için Ortaklıklar Uygulama araçlarını güçlendirmek ve sürdürülebilir kalkınma için küresel ortaklığı canlandırmak. Hedefler, tüm hedefleri başarmak üzere ulusal planları desteklemek suretiyle Kuzey-Güney ve Güney-Güney işbirliğini artırma amacını güdüyor. Uluslararası ticaretin geliştirilmesi ve gelişmekte olan ülkelerin ihracatını artırmalarına destek verilmesi, adil ve açık, herkesin yararına olan, evrensel kurallara dayalı ve hakkaniyetli bir ticaret sistemini oluşturmanın unsurlarıdır.

Publication Search Results

Now showing 1 - 10 of 20
No Thumbnail Available
PublicationMetadata only

Akademik kütüphaneler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının geliştirilmesine nasıl katkıda bulunabilir: Türkiye durum analizi

2023-01-30, Zayim Gedik K., ZAYİM GEDİK, KÜBRA

No Thumbnail Available
PublicationMetadata only

Synthesis and Comprehensive in Vivo Activity Profiling of Olean-12-en-28-ol, 3β-Pentacosanoate in Experimental Autoimmune Encephalomyelitis: A Natural Remyelinating and Anti-Inflammatory Agent

2023-01-01, Şenol H., Özgün Acar Ö., Dağ A., Eken A., Güner H., Aykut Z. G., Topçu G., Şen A., ŞENOL, HALIL, DAĞ, AYDAN, TOPÇU, GÜLAÇTI

No Thumbnail Available
PublicationMetadata only

Synthesis, characterization, molecular docking and in vitro anti-cancer activity studies of new and highly selective 1,2,3-triazole substituted 4-hydroxybenzohyrdazide derivatives

2023-02-01, Şenol H., Ağgül A. G., Atasoy S., Güzeldemirci N., ŞENOL, HALIL, ATASOY, SEZEN

No Thumbnail Available
PublicationMetadata only

Kütüphanecilik Mesleğindeki Uluslararası Dernekler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını (SKA) Geliştirmek için Ne Tür Faaliyetler Yürütüyorlar?

2022-11-24, Zayim Gedik K., ZAYİM GEDİK, KÜBRA

Loading...
Thumbnail Image
PublicationOpen Access

Acute kidney injury in Turkey: epidemiological characteristics, etiology, clinical course, and prognosis

2022-10-01T00:00:00Z, GÜRSU, Meltem, Yegenaga, Itir, TUĞLULAR, ZÜBEYDE SERHAN, DURSUN, BELDA, GÖKÇAY BEK, SİBEL, Bardak, Simge, ONAN, ENGİN, Demir, Serap, DERİCİ, ÜLVER, DOĞUKAN, AYHAN, Sevinc, Mustafa, KOÇYİĞİT, İSMAİL, Altun, Eda, Haras, Ali Burak, ALTIPARMAK, Mehmet Rıza, TONBUL, HALİL ZEKİ, GÜRSU, MELTEM

Background: This study aimed to evaluate the etiologies, comorbidities, and outcomes of acute kidney injury (AKI) in Turkey and determine any potential differences among different geographical parts of the country. Methods: This prospective observational study was conducted by the Acute Kidney Injury Working Group of the Turkish Society of Nephrology. Demographical and clinical data of patients with AKI at the time of diagnosis and at the 1st week and 1st, 3rd, and 6th months of diagnosis were evaluated to determine patient and renal survival and factors associated with patient prognosis. Results: A total of 776 patients were included (54.7% male, median age: 67 years). Prerenal etiologies, including dehydration, heart failure, and sepsis, were more frequent than other etiologies. 58.9% of the patients had at least one renal etiology, with nephrotoxic agent exposure as the most common etiology. The etiologic factors were mostly similar throughout the country. 33.6% of the patients needed kidney replacement therapy. At the 6th month of diagnosis, 29.5% of the patients had complete recovery; 34.1% had partial recovery; 9.5% developed end-stage kidney disease; and 24.1% died. The mortality rate was higher in the patients from the Eastern Anatolian region; those admitted to the intensive care unit; those with prerenal, renal, and postrenal etiologies together, stage 3 AKI, sepsis, cirrhosis, heart failure, and malignancy; those who need kidney replacement therapy; and those without chronic kidney disease than in the other patients. Conclusion: Physicians managing patients with AKI should be alert against dehydration, heart failure, sepsis, and nephrotoxic agent exposure. Understanding the characteristics and outcomes of patients with AKI in their countries would help prevent AKI and improve treatment strategies.

No Thumbnail Available
PublicationMetadata only

SAĞLIK TURİZMİNDE HİZMET VEREN SAĞLIK PROFESYONELLERİNDE KÜLTÜRLERE DUYARLILIK

2021-09-24T00:00:00Z, Kıyak, Yasemin, Adıgüzel, Yasemin, Erdoğan, Özcan, KIYAK, YASEMIN, ADIGÜZEL, YASEMIN, ERDOĞAN, ÖZCAN

Sağlık, şüphesiz dünyanın her yerinde en çok önemsenen ve değer verilen kavramlardan biridir. DSÖ’YE göre sağlık -yalnızca hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Hastalık ise sağlığın tanımıyla anlam kazanmakta ve vücut fonksiyonlarının bozulmasını ifade etmektedir. Field’a (1993) göre hastalık, toplumsal ve kültürel içerikli bir kavram olarak da ele alınmalıdır. Kültürel faktörler, bireyin sağlığı ve hastalığı nasıl algıladıklarını etkiler. Aynı zamanda birey sağlığını nasıl koruyacağını, nasıl yükselteceğini, hastalık ortaya çıktığında nasıl tedavi edileceğini kültürüne göre seçmek ister. Günümüzde gelişen teknoloji, tıbbi ve sağlık bilimlerindeki ilerlemeler aracılığıyla mortalite ve morbidite oranlarını artıran hastalıklara çözümler bulunmaya başlanmıştır. Ayrıca eğitim düzeyinin yükselmesiyle bireyler, sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını benimsemeye başlamış ve yaşam süresi uzamıştır. Bu durum toplum yaşlanmasını ve beraberinde kronik hastalıkların artışını doğurmuştur. Tüm bu değişimler sağlık hizmetlerinin sunumunda farklılıkları ortaya çıkarmıştır. Bu farklılıklardan biri olan ‘Sağlık Turizmi’ tüm dünyada ve ülkemizde gelişim göstermektedir. Ülkemiz de sağlık turizminde en çok tercih edilen ilk 10 ülkeden biridir. TÜİK’İN 2020 yılı verilerinde 388.150 hasta sağlık hizmeti almak için Türkiye’yi tercih etmiştir. Sağlık turizminin amacı; bireylerin sağlığının korunması, iyileştirilmesi ve rehabilite edilmesi için yaşadıkları ülke dışından başka bir ülkeye yaptıkları ziyaretleri içermektedir. Sağlık turizmi, medikal ve termal turizm; yaşlı ve engelli turizmi olarak dörde ayrılmaktadır. Bunlardan en çok medikal ve termal turizm rağbet görmektedir. Medikal tedavi işlemleri içerisinde en çok kemoterapi uygulaması ile estetik , kalp ve damar ve diş cerrahisi operasyonları tercih edilmekteyken termal turizmde ise termomineral su banyosu, inhalasyon, iklim kürü gibi tamamlayıcı tedaviler daha fazla tercih edilmektedir. Sağlık turizmi her ne kadar bireylere sağlık eşitliği ve imkanlara erişim sağlasa da sağlık profesyonelleri için önemli etik, eşitlik ve güvenlik sorunlarına yol açmaktadır. Farklı kültürlerden gelen bireylerin etnik yapıları, dinsel farklılıkları, kültürel geçmişleri, hastalıklara bakış açıları ve beklentileri durum ve olaylara göre farklılık göstermektedir. Bu kapsamda sağlık turizmi yapılan ülkelerde hizmet veren sağlık profesyonellerinin; bireylerin kültürel ihtiyaçlarının farkında olmaları, kültürel ve geleneksel beklentilerine saygı duymaları ve bireyleri yargılamamaları büyük önem taşımaktadır. Özellikle sağlık profesyonellerinden hastalık odaklı bakım yerine bireye özgü tedavi ve bakım hizmetlerini sunmaları beklenmektedir. -Bireyin kültürel farklılıkların tanımlanmasında ve anlaşılmasında uygun ve etkili davranış biçimini teşvik eden ve kültürlerarası iletişim IWACT’21 140 yönünden pozitif duygu geliştirebilme kabiliyeti- olarak tanımlanan kültürel duyarlılık kavramının sağlık turizminde hizmet veren tüm sağlık profesyonellerinde olması gereklidir. Sağlık profesyonellerinin içerisinde yer alan hekimler ve hemşireler, hastalıkların tıbbi tedavisinin uygulanması ve bakımında hastalarla birebir temas halinde olan gruplardır Tedavi ve bakım hizmetlerinin sunumunda bireylerin kültürel uygulamalarını daha fazla gözlemleme imkanına sahiptirler. Bu uygulamalar; beslenme, giyinme, hijyen, ailenin yapısı, cinsiyet rolleri ve cinsel davranışlar, evlilik örüntüleri, gebeliğe yönelik uygulamalar, boş zamanları değerlendirme, stres kaynakları ve baş etme yöntemleridir. Günümüz dünyasında sağlık turizminin artmasıyla insanlar arasındaki kültürel farklılıklar ve etkileri daha görünür olmuştur. Bu derleme çalışmasının amacı sağlık turizminde hizmet veren sağlık profesyonellerinin kültürlere duyarlılık davranışlarının önemini vurgulamaktır. Anahtar Sözcükler: Sağlık Turizmi, Kültür, Kültürel Duyarlılık, Sağlık Profesyonelleri, Sağlıkta Eşitlik

No Thumbnail Available
PublicationMetadata only

Non-profit Organizations: A Path for Social Economy

2023-02-01, Toker K., TOKER, KEREM

The structural basis of the social economy is non-profit organizations. Therefore, understanding the structure and management principles of non-profits is essential to create a global economy based on solidarity. However, despite the critical importance and role of non-profit organizations, studies on non-profit organizations are not holistic from a managerial perspective. For this reason, a holistic approach that covers all economic, political, and social components is needed when analyzing the social economy and NPOs Toward this aim, in this section, nonprofits are examined based on their organizational structure and management principles. This examination will compare for-profit and non-profits organizations’ mission, organizational structure, performance criteria, etc. The lack of profit in non-profit organization’s (NPO) mission stands out as the most crucial difference that shapes their management characteristics and organizational structure.Keywords: Social Organizations, Social Economy, Organizational Structure, Non-profit Organizations

Loading...
Thumbnail Image
PublicationOpen Access

Gene Hunting Approaches through the Combination of Linkage Analysis with Whole-Exome Sequencing in Mendelian Diseases: From Darwin to the Present Day

2021-07-08T00:00:00Z, Susgun, Seda, Kasan, Koray, Yucesan, Emrah, SÜSGÜN, SEDA, YÜCESAN, EMRAH

Background: In the context of medical genetics, gene hunting is the process of identifying and functionally characterizing genes or genetic variations that contribute to disease phenotypes. In this review, we would like to summarize gene hunting process in terms of historical aspects from Darwin to now. For this purpose, different approaches and recent developments will be detailed. Summary: Linkage analysis and association studies are the most common methods in use for explaining the genetic background of hereditary diseases and disorders. Although linkage analysis is a relatively old approach, it is still a powerful method to detect disease-causing rare variants using family-based data, particularly for consanguineous marriages. As is known that, consanguineous marriages or endogamy poses a social problem in developing countries, however, this same condition also provides a unique opportunity for scientists to identify and characterize pathogenic variants. The rapid advancements in sequencing technologies and their parallel implementation together with linkage analyses now allow us to identify the candidate variants related to diseases in a relatively short time. Furthermore, we can now go one step further and functionally characterize the causative variant through in vitro and in vivo studies and unveil the variant-phenotype relationships on a molecular level more robustly. Key Messages: Herein, we suggest that the combined analysis of linkage and exome analysis is a powerful and precise tool to diagnose clinically rare and recessively inherited conditions.

No Thumbnail Available
PublicationMetadata only

Akıllı Depolama Sistemleri

2022-11-01, Toker K., Görener A., TOKER, KEREM

Loading...
Thumbnail Image
PublicationOpen Access

Evaluation of diagnostic components and management of childhood pulmonary tuberculosis: a prospective study from Istanbul, Turkey.

2022-01-31T00:00:00Z, Dogan Demir, Aysegul, Kut, Arif, Ozaydin, Erhan, Cakir, Fatma Betul, Nursoy, Mustafa, Ustabas Kahraman, Feyza, Erenberk, Ufuk, Uzuner, Selcuk, Collak, Abdulhamit, Cakin, Zeynep Ebru, Cakir, Erkan, ÇAKIR, FATMA BETÜL, USTABAŞ KAHRAMAN, FEYZA, ERENBERK, UFUK, UZUNER, SELÇUK, ÇAKIR, ERKAN

Introduction: The diagnosis of childhood tuberculosis is difficult and most of the patients are diagnosed clinically. The objective of this study is to reveal the diagnostic and therapeutic components of childhood pulmonary tuberculosis and to analyze the changes that occurred in our country over the years. Methodology: All patients diagnosed with tuberculosis between 2006 and 2016 were included. Demographic characteristics, diagnostic and treatment outcomes were recorded and patients were followed up prospectively. Results: A total of 492 patients were included in the study. 97% had Bacillus Calmette-Guerin vaccine, 36% were diagnosed with microbiologically-confirmed tuberculosis and 64% were diagnosed with clinically-proven tuberculosis. 94% of the patients had symptoms consistent with tuberculosis, all patients had radiologic findings, 74% had a history of tuberculosis contact and 63% had tuberculin skin test positivity. The diagnoses included primary tuberculosis in 62%, secondary tuberculosis in 21%, progressive primary tuberculosis in 13% and miliary tuberculosis in 4%. 48% of the patients received a treatment regimen containing three drugs as the initial treatment, and drug-related side effects developed in 12%. Isoniazid resistance was detected in 13% of the patients and rifampicin resistance was detected in 8%. None of the patients died due to tuberculosis. In the last 50 years in Turkey, the rates of Bacillus Calmette-Guerin vaccination and diagnosis of tuberculosis cases have increased and the mortality rates have decreased over the years. Conclusions: Our study is one of the few prospective studies and revealed the differences between the recent data and the past 50 years in childhood tuberculosis in Turkey.