Uyluk yumuşak doku sarkomlarında cerrahi sınırın lokal nüks ve sağkalıma etkisi
Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı hem en sık görülen yer olması hem de homojen bir grup üzerinden değerlendirebilmek adına uyluk yerleşimli yumuşak doku sarkomlarında ne kadar cerrahi sınırın yeterli olduğunu öğrenmektir. Gereç ve yöntem:Tanımlayıcı ve retrospektif çalışma niteliğindedir. Çalışma, 2007 ile 2021 tarihleri arasında Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Polikliniğine başvuran ve yapılan tetkikleri sonucunda uyluk bölgesi yumuşak doku sarkomu tanısı koyulmuş ve opere edilmiş hastalar üzerinde gerçekleştirildi. Belirtilen tarihler arasında 75 hastaya ulaşıldı. Çalışmanın dışlama kriterleri sonrasında 55 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen hastaların yaş ve cinsiyeti kaydedildi. Hastaların cerrahi öncesinde hesaplanan "Amerikan Anesteziyoloji Derneği (ASA)" skoru analizlere dahil edildi. Tümörün tarafı ve hesaplanan tümör volümü kaydedildi. "Amerikan Kanser Komitesi (AJCC) evrelemesine göre tümörün evresi belirlendi. Hastaların patoloji raporlarında belirtilen tümör histolojileri değerlendirildi. Bunlara ek olarak hastalarda uygulanan cerrahinin tipi, cerrahi süresi, hastaların takip süresi, perioperatif dönemde aldıkları kemoterapi ve radyoterapi tedavileri, cerrahi sonrası nüks, metastaz ve mortalite gibi prognostik belirteçler çalışmada değerlendirildi. Sonuç: Çalışmamızda uyluk bölgesi yumuşak doku sarkomlarında cerrahi sınırı negatif olduğunda, cerrahi sınırı 1 mm ve altı olanlar ile, 1 mm üzeri olanlar arasında nüks, metastaz ve mortalite açısından anlamlı farklılık olmadığı izlendi. Bulgularımız uyluk bölgesi yumuşak doku sarkomlarında negatif cerrahi sınır varlığında cerrahi marjinlerin prognostik etkisinin azaldığına ve negatif cerrahi sınır varlığında rezeksiyon sınırının klinik açıdan daha az önemli olduğuna işaret etmekteydi. Uyluk bölgesi yumuşak doku sarkomlarında negatif cerrahi sınır varlığında dahi nüks (%14,5), metastaz (%38,2) ve mortalite oranları (%36,4) yüksektir. Özellikle yüksek evre yumuşak doku sarkomlarında ve yaşlı hastalarda prognoz daha kötüdür.