Research Project:
HELİCOBACTER PİLORİ VE EPSTEİN BARR VİRÜSÜ İLİŞKİLİ GASTRİK KARSİNOMLARIN p14, p73 EKSPRESYON PROFİLİ VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELERLE İLİŞKİSİ

Loading...
Project Logo
Contributors
Funders
ID
3.2018/7
Authors
Publications
Organizational Units
Description
Amaç: Mide kanseri dünyada en sık görülen kanserlerden biri iken, kanserle ilişkili ölümlerde ise üçüncü sırada yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü(WHO) gastrik adenokarsinomun birincil nedeni olarak Helicobacter pylori (H.pylori) enfeksiyonunu göstermiştir. Epidemiyolojik çalışmalar ve birlikte bir çok meta analiz H.pylori enfeksiyonu ile mide kanserleri arasında güçlü bir korelasyon saptamıştır. Yine yapılan çalışmalarda Epstein Barr virüsü (EBV) ilişkili gastrik karsinomlar %5-10 arasında saptanmıştır. Bu çalışmada; gastrik kanserli hastaların, H. pylori ve EBV pozitif ve negatif tümör dokuları arasındaki bir aday tümör baskılayıcı p73 geni ekspresyon düzeyi değişimlerinin belirlenmesi ve bu değişimlerin, hastalara ait klinik ve patolojik özellikler ile ilişkisinin saptanması amaçlanmıştır.Yöntem: Çalışmamız 111 kanserli total veya subtotal gastrektomi ve 110 kansersiz sleeve gastrektomili olgular üzerinde gerçekleştirilmiştir. Tüm olgulara p73, immünhistokimyasal boyama ve EBV varlığı için EBER in-situ hibridizasyon yöntemi uygulandımıştır. Arşivdeki bu olgulara ait lamlar H.pylori yönünden tekrar taranmıştır.Bulgular: Olguların %7.2’sinde EBV, % 36.9’unde H.pylori pozitifliği saptanmıştır. Tümör evreleri incelendiğinde ise; %15,3’i evre I, %12,6’sı evre II, % 65,8’i evre III, %6,3’ünün evre IV olduğu görülmüştür. Tümörün lokalizasyonu ise %72,1 diffüz tipteyken %27,9 intestinal tiptir. Hasta ve kontrol grubu arasında p73 yoğunluğu açısından anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Ancak EBV ve H.pylori varlığının p73 yoğunluğu ile anlamlı bir farklılık oluşturmadığı gözlenmiştir. Diğer taraftan, kan damarı invazyon varlığına göre p73 yoğunluğu açısından anlamlı fark saptanırken diğer parametrelerle anlamlı fark belirlenememiştir. Tümör yerleşim yerine göre p73 yoğunluğu açısından da anlamlı fark saptanamamıştır. Cinsiyetler arasında yaş ve tümör çapı açısından istatiksel olarak anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir. Tartışma: p73 geninin gastrik karsinomlarda aday bir tümör süpressör gen olduğu belirtilmektedir. Çalışmamızda elde ettiğimiz bulgular, EBV ve H.pylori varlığının gastrik kanserlerde p73 salınımını arttırdığını yeterli düzeyde ortaya koyamamıştır. Olgu sayısının arttırılması ve diğer aday tümör süpressör genlerin de araştırılması bu alanda yapılabilecek ileri çalışmaları gerektirmektedir.
Keywords
Temel Bilimler
Natural Sciences
Temel Bilimler (SCI)
Doğa Bilimleri Genel
ÇOK DİSİPLİNLİ BİLİMLER
Natural Sciences (SCI)
NATURAL SCIENCES, GENERAL
MULTIDISCIPLINARY SCIENCES