Person:
AŞTI, TÜRKINAZ

Loading...
Profile Picture
Status
Organizational Units
Job Title
First Name
TÜRKINAZ
Last Name
AŞTI
Name
Email Address
Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 10 of 15
  • PublicationMetadata only
    Relationship between nursing students- levels of internet addiction, loneliness, and life satisfaction
    (2020-01-22T04:00:00Z) TURAN, Nuray; DURGUN, HANİFE; KAYA, Hatice; AŞTI, Türkinaz; Yilmaz, Yaren; Gunduz, Gizem; Kuvan, Dilek; Ertas, Gonca; AŞTI, TÜRKINAZ
    Purpose This study examined nursing students- levels of Internet addiction, loneliness, and satisfaction with life. Design and Methods This descriptive, cross-sectional study was conducted in included university involving 160 nursing students who completed an information form and the Internet addiction, UCLA Loneliness, and Satisfaction with Life Scales. Findings No significant correlation was found between students- Internet addiction, loneliness, and life satisfaction (P > .05). However, a significant positive correlation between loneliness and life satisfaction was observed (P < .05). Practice Implications Measures to raise students- awareness of Internet addiction and social activities to enhance communication skills and life satisfaction should be planned.
  • PublicationMetadata only
    Association between accepting the illness and effective insulin administration in patients with type 2 Diabetes Mellitus
    (2021-06-01T00:00:00Z) Korkmaz Binay, Şengül; Aştı, Türkinaz; AŞTI, TÜRKINAZ
    Purpose: Patients with type 2 diabetes will be easier to adapt to treatment if they accept their illness. To investigatethe association between individual, disease-related and care-related properties of the individuals and theiraccepting the disease, and effective insulin administration.Material and Methods: 103 diabetic patients were included in the study. The Acceptance of Illness Scale (AIS)and the Diabetes Fear of Injecting and Self-Testing Questionnaire (D-FISQ) were used for the data collection. Thedata were analyzed using the descriptive statistics.Results: The Cronbach alpha was 0.96 for AIS, 0.95 for fear of self-injecting (FSI), 0.80 for fear of self-testing(FST) and 0.85 for total D-FISQ. A negative association was determined between the AIS score, and FSI, FST,total D-FISQ; a positive association was found between the FSI score and FST, total D-FISQ scores and betweenFST and the total D-FISQ scores. The FSI score was found to be higher among females.Conclusion: Accepting the disease affects an effective insulin administration behavior. Hence, nursing care andeducation of the individuals should be planned and implemented so as to improve the acceptance level of diabetes
  • PublicationMetadata only
    Türkiye’deki hemşirelik lisans programlarında Hemşirelik Esasları dersinin öğretiminin incelenmesi
    (2022-09-15T00:00:00Z) KIYAK, YASEMİN; DEMİRCAN, BURCU; AŞTI, TÜRKİNAZ; KIYAK, YASEMIN; DEMİRCAN, BURCU; AŞTI, TÜRKINAZ
  • PublicationMetadata only
    Covid-19 Pandemisinde Hemşirelerin Yaşadığı Etik İkilemler
    (2021-06-03T00:00:00Z) Uslu, Zeynep Ayşe; Aygün, Betül; Aştı, Türkinaz; Kıyak, Yasemin; AŞTI, TÜRKINAZ; KIYAK, YASEMIN
    Giriş: Covid-19 pandemisi, toplumu birçok yönden etkileyen kitlesel bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Bu süreçte şüphesiz ki sağlık ekibi üyelerinden olan ve bakım vermede en ön safhalarda yer alan hemşireler, Covid-19 hastalarının bakımında ve tedavisinde önemli rollerde bulunmuş mesleki yükümlülüklerini büyük bir özveriyle yerine getirmiş ve getirmeye devam etmektedirler. Ancak tüm bu süreçte hemşireler rol ve sorumluluklarını yerine getirirken birçok etik ikilemle de karşı karşıya kalmışlar ve bunların çözümünde çeşitli sorunlar yaşamışlardır. Amaç: Bu derlemenin amacı Covid-19 pandemisi sürecinde hemşirelerin yaşamış olduğu etik ikilemleri ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntem: Covid-19 pandemisinde hemşirelerin yaşamış olduğu etik ikilemleri incelemek amacıyla güncel literatür taranarak bu derleme çalışması hazırlanmıştır. Bulgular: Covid 19 pandemisinde hastalarla en çok temasta bulunan ve bakımda en ön safta yer alan hemşireler süreç boyunca birçok etik ikilemle karşı karşıya kalmışlardır. Bu etik ikilemlere bakıldığında hemşireler, bu süreçte ilk olarak mevcut yoğun bakım ve servis yataklarının, ventilasyon cihazlarının, ilaçların yetersiz kaldığı durumlarla karşılaşmış bu durum mevcut kaynakların adil dağıtılmasında etik ikilemler oluşturmuş ve hemşireler bakım verecekleri hastalarını seçmek zorunda kalmışlardır. Bir diğer etik ikilem; kişisel koruyucu ekipmanlarının yetersizliği ve sınırlı sayıdaki testler gibi güvenli bakımı sağlayan kaynakların yetersizliği durumunda görülmüştür. Bu durum, hemşirelerin virüsle enfekte etme olma, hastalarına ve ailelerine bulaştırma riski ve bakım vermeyi reddetme gibi sorunlar yaşamasına neden olmuştur. Bir başka etik ikilemse sahada özveriyle çalışan hemşirelerin, toplum tarafından damgalanma yaşamaları ve bu durum sonucunda, hastalarına ve topluma karşı mesleki yükümlülüklerini yerine getirirken kendi ve mesleki değerleri arasında çatışma yaşamalarıdır. Sonuçlar ve Öneriler: Covid-19 pandemisinde en ön safhada çalışan hemşireler, bu süreçte birçok sorunla ve etik ikilemlerle karşı karşıya kalmışlardır. Hemşirelerin karşılaştıkları bu etik ikilemlere ilişkin doğru etik karar verme adımlarını yerine getirebilmeleri için uluslararası düzeyde Covid-19 pandemisine yönelik etik uygulama ve ilkeleri içeren rehberlerin oluşturulması ve hemşirelerin bu dönemde yaşamış oldukları etik ikilemlere ilişkin çalışmaların yapılması gerekmektedir.ANAHTAR KELİMELER: Covid-19, hemşire, etik ikilem
  • PublicationMetadata only
    Hemşirelik Öğrencilerinin Problemli İnternet Kullanımı ile Duygusal Zeka Arasındaki İlişki
    (2023-01-04) Meşedüzü M.; Aşti T.; Şahin N.; Özcan B.; Altundağ C.; Uyaniker Z.; Şen S.; Tali D.; Denizyaran S.; MEŞEDÜZÜ, MERVE; AŞTI, TÜRKINAZ
    Giriş ve Amaç: Hemşirelik mesleği duygusal zeka gerektiren bir meslektir. Duygusal zekası yüksek olan hemşireöğrencilerin bakım verdikleri hastaların bütüncül sorunlarının anlaşılmasında daha yetenekli ve sosyal ilişkilerindedaha başarılı oldukları bildirilmiştir. Duygusal zekayı etkileyen faktörlerden biri de sosyal etkileşim ortamlarıdır.Ancak internet kullanımı problemli olduğunda zararlı olduğu bilinmektedir. Üniversite öğrencilerinde duygusalzekâ düzeyi ile internet kullanım düzeyini inceleyen çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmada hemşirelik öğrencilerininproblemli internet kullanımı ile duygusal zeka arasındaki ilişkiyi belirlemek amaçlanmıştır. Yöntem: Butanımlayıcı araştırmaya bir vakıf üniversitesi’nde 2019-2020 yılında öğrenim görmekte olan tüm hemşireliköğrencileri(n=192) davet edilmiştir. Örnekleme onikisi erkek 157 kız olmak üzere 169 öğrenci katılmayı kabuletmiştir. Veri toplama araçları olarak Sosyo Demografik Soru Formu, Bilişssel Durum Ölçeği (İBDÖ) ve DuygusalZeka Ölçeği (DZÖ) kullanılmıştır.Veriler SPSS 14.0 formatında; Nonparametric Correlations, Mann-Whitney,Kruskal-Wallis Testleri kullanılarak istatiksel olarak hesaplanmıştır. İstatistiksel anlamlılık için p<0,05 değerikabul edilmiştir. Bulgular ve Tartışma: DZÖ’nün duyguların ifadesi alt boyutu için gelir durumu iyi olanlarınduygularını daha rahat ifade edebildiği (p< 0,018), duygulardan faydalanma alt boyutu içinse internet kullanmadanvakit geçirenlerin ve ders çalışırken internet kullanmayanların daha çok duygulardan faydalandığı anlamlı olarakbulunmuştur (p<0,003). İnterneti ders çalışırken ve günlük hayatta daha çok kullananların ise bilişsel ihtiyaçlarınınanlamlı derecede(p<0,008). yüksek olduğu bulunmuştur. Ayrıca İBDÖ’nün dikkat dağınıklığı alt boyutu için,dikkati dağınık olanların duygulardan daha çok faydalandığı (p<0,036) bulunmuştur. Yalnızlık alt boyutuna göreuyurken bile telefon kullananların kendini yalnız hissettiği ve duygularını ifade edebilmesine rağmen internetkullanımı nedeniyle yalnızlık çektiği (p<0,023) bulunmuştur DZÖ ve İBDÖ ortalama puanları benzeraraştırmalarla uyumlu sonuçlar bulunmuştur.(4,5,6,7) Sonuç ve öneriler: Öğrencilerin DZÖ total ortalama puanı127, İBDÖ total ortalama puanı 88 bulunmuştur. Hemşirelik öğrencilerinin mesleki olarak daha başarılı olmalarıve hastalara daha kaliteli bakım verebilmeleri için bilişsel yönünün arttırılması ve yalnızlık duygularınınazaltılması gerektiği düşünülerek internet kullanımının ders çalışma ortamında, uyurken ve günlük kullanımsüresinin azaltılması önerilmektedir.ANAHTAR KELİMELER: Hemşirelik Öğrencileri, Duygusal Zeka, İnternet, Bilişsel, Duygu
  • PublicationMetadata only
    OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN BİREYLERDE HEMŞİRELİK BAKIMI
    (2022-08-05) Çopur Ş.; Koçkesen B.; Geçgin T.; Taş K.; Kıyak Y.; Aştı T.; KIYAK, YASEMIN; AŞTI, TÜRKINAZ
    Özet: Otizm spektrum bozukluğu (OSB) tanım olarak çocukluk çağında belirti veren, ortaya çıkış nedeni tam olarak belli olmayan, nöro-gelişimsel bir hastalıktır1. OSB’nin etiyolojisi tam olarak açıklanamasa da son on yıla bakıldığında bu durumun genetik, çevresel, nöroanatomik, nörokimyasal ve nörofizyolojik birçok etkenden kaynaklı olabileceğine yönelik çalışmalar mevcuttur 1,2. OSB’nin bireyde tanı koyulabilmesi için Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından hazırlanan DSM-5 kriterleri kullanılmaktadır. DSM-5’e göre, otizm tanılamasında iki temel klinik özellik vardır. Bunlar toplumsal iletişim ve etkileşimde bozulma ile kısıtlı yineleyici davranışlardır. OSB’li bireyler; bilişsel, duyuşsal, davranışsal, iletişim ve sosyal etkileşim kurmada birçok sorun yaşamaktadır 1,2,3. OSB’li bireylerin tedavisinde ise bireye uygun bir eğitim planlanmasının yanı sıra çeşitli bilişsel ve davranışsal terapilerin uygulanması, hastalık sürecinin yönetilmesi bakımından önem taşımaktadır2,3. OSB erken çocuklukta görülen, kesin tedavisi olmayan bir bozukluk olmasına rağmen hastalığın erken dönemde saptanması birey için tedavideki başarı şansını arttırmaktadır. Son yıllarda OSB’nin tanısındaki artış, toplumda OSB’nin erken tanılama sürecinin başlatılmasında sağlık profesyonellerinin önemli rolü olduğunu göstermektedir2,3. Yaygın gelişimsel bozukluk olan OSB’nin erken çocukluk döneminde tanılanmasında ise hemşireler özellikle uygulayıcı, eğitici, rehberlik ve danışmanlık görevleri kapsamında anahtar bir role sahiptir3,4,5. Hemşireler bu rolleri doğrultusunda çocuk bakımında ve büyüme-gelişme izleminde yapacakları fiziki muayene ile OSB’nin erken tanılanmasında yardımcı olabilir, doğru iletişim tekniklerini kullanarak OSB’li bireyin bakımında etkin rol oynayabilir ve ebeveynlerin gelişimselbozukluklar konusunda bilgilendirilmesini sağlayarak, tedavi sürecinin daha etkin ve etkili yönetilmesine rehberlik edebilir4,5,6,7. Literatürde yapılan çalışmalar incelendiğinde; hemşirelerin OSB’li bireylerin tanılanmasında önemli bilgi birikimine sahip oldukları6 ve OSB hakkında eğitim alan hemşirelerin OSB’li bireylerin tanılanmasında bilgi düzeylerinin yüksek olduğu7 saptanmıştır. Sonuç olarak hemşireler, OSB’nin erken tanılanma ve müdahale süreçlerinde aracı ve önemli bir role sahiptir. Bu kapsamda hemşirelerin OSB’nin tespit edilmesinde gerekli bilgi, beceriye sahip olmaları, OSB’li bireyin büyüme-gelişiminde erken müdahalelerde bulunmaları, ebeveynleri desteklemeleri ve OSB’nin tedavi sürecinin yönetiminde diğer sağlık ekibi üyeleriyle iş birliği içerisinde olup çeşitli stratejiler geliştirmeleri gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Otizm spektrum bozukluğu, hemşirelik bakımı, erken tanı, tedavi.
  • PublicationMetadata only
    Hemşirelik Bölümü Üniversite Öğrencilerinin Flört Şiddetine Karşı Tutumu
    (2021-06-04) Meşedüzü M.; Şahin N.; Aşti T.; Şeker S.; Dursun Ş.; Tellioğlu H.; MEŞEDÜZÜ, MERVE; AŞTI, TÜRKINAZ
    Giriş ve Amaç: Flört ilişkilerinde yaşanan şiddet ileri zamanlarda bireyi ve toplum sağlığını etkileyebilmektedir.Gelecekte toplumun daha sağlıklı olması için flört dönemi şiddetinde farkındalık için çalışmaların artmasıgerektiği düşünülmektedir. Bu gerekçeden yola çıkılarak bu araştırma ile üniversite öğrencilerinde flört ilişkisindeşiddet durumunun belirlenmesi ve öğrencilerin bu konudaki tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem:Araştırma kesitsel ve tanımlayıcı bir çalışma olup veriler vakıf üniversitesi hemşirelik bölümü kadın öğrencilerine2020 yılı Ocak ayında uygulanmıştır. 193 kadın öğrenci evreninden katılmaya gönüllü 167 kadın öğrenciörneklemi oluşturmuştur. Araştırmada Sosyodemografik Özellikler Veri Formu, Flörtte Şiddete Yönelik TutumÖlçekleri (Psikolojik ve Fiziksel) kullanılmıştır. Veriler SPSS 22.0 formatında; nonparametric correlations, mann-whitney Test, Kruskal-Wallis Testleri kullanılarak istatiksel olarak hesaplanmıştır. İstatistiksel anlamlılık içinp<0,05 değeri kabul edilmiştir. Bulgular: Yaş ortalaması istatiksel olarak anlamlı değildir(p<0,05).Çalışmada gelirdurumunun flörtteki fiziksel şiddet ortalama puanının yüksek ve anlamlı olduğu ( p< 0,038) bulunmuştur, Anneve babanın çalışmamasının flört ilişkisinde psikolojik şiddet ortalama puanının yüksek ve anlamlı olduğu(p<0,030; p<0,026) bulunmuştur. Flört şiddetini daha önce duymamış olanların puanının (p<0.050) anlamlıolduğu, daha önce flört ettiği arkadaşları olmayanların fiziksel şiddet puanı, daha önce ilişkisinde flört şiddetiniduymayanların psikolojik şiddet puanı ve şiddet nedeniyle flört ilişkisi biten kişilerin psikolojik şiddet ortalamapuanının yüksek ve anlamlı olduğu bulunmuştur.( p<0,041,p<0,050; p<0,041) Sonuç ve Öneriler: Araştırmasonucunda flört şiddeti hakkında öğrencilerin bilgi eksikliği olduğu, buna bağlı olarak flört ilişkisinde psikolojikve fiziksel şiddeti normal olarak kabul ettiği bulunmuştur. Bu bağlamda öğrencilere ve gençlere yönelik olarakşiddet ve baş etme yolları hakkında farkındalık kazandırılması gerektiği veya bu konunun müfredata eklenmesigerektiği düşünülmektedir. Flört sırasında kişilerin tutumlarının şiddet içerip içermediği ile ilgili değerlendirmeleriyapabilmeleri için eğitilmeleri gerektiği düşünülmektedir.ANAHTAR KELİMELER: Anahtar Kelimeler: Flört şiddeti, Flörtte Şiddete Yönelik Tutum Ölçeği,hemşirelik, üniversite öğrencileri,
  • PublicationMetadata only
    Health literacy and diabetes self-care in individuals with type 2 diabetes in Turkey.
    (2020-07-06T00:00:00Z) Aştı, T; İlhan, NESRİN; Telli, S; Temel, B; İLHAN, NESRİN; AŞTI, TÜRKINAZ
  • PublicationMetadata only
    COVID-19 Pandemi Sürecinde Hemşirelik Öğrencilerinin, Hemşirelerin ve Toplumun Hemşirelik Mesleğine Yönelik Tutumları ve İlişkili Faktörler
    (2022-09-05T00:00:00Z) İLHAN, NESRİN; ERDOĞAN, ÖZCAN; DEMİRCAN, BURCU; ADIGÜZEL, YASEMİN; KIYAK, YASEMİN; AŞTI, TÜRKİNAZ; ERDOĞAN, ÖZCAN; DEMİRCAN, BURCU; ADIGÜZEL, YASEMIN; KIYAK, YASEMIN; AŞTI, TÜRKINAZ
  • PublicationMetadata only
    YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE YATMAKTA OLAN VE OKSİJEN DESTEĞİ ALAN YENİDOĞANLARIN EBEVEYNLERİNİN STRES VE KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ
    (2021-07-12T00:00:00Z) Güney, Gamze; Bayraktar, Sema; Aştı, Türkinaz; BAYRAKTAR, SEMA; AŞTI, TÜRKINAZ
    Doğum süreci, ebeveynler açısından yeni bir başlangıcın olduğu, eşsiz bir zamandır. Bu süreçte.Ebeveynler hissettiği pek çok duygu ile birlikte psikolojik bir geçiş süreci yaşar. Yenidoğanlardasık görülen solunum sıkıntısı sebebiyle doğum sonrası bebeğin yoğun bakıma alınması,ebeveynlerde panik, belirsizlik, korku, kaygı ve sürekli bir şey olacakmış endişesi yaratabilir.Hemşireler, bu noktada önemli roller üstlenmektedirler. Bu çalışma, yenidoğan yoğun bakımünitesinde yatmakta olan ve oksijen desteği alan yenidoğanların ebeveynlerinin stres ve kaygıdüzeylerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Ağustos 2020- Mayıs 2021 tarihleriarasında özel bir vakıf üniversitesi hastanesinin yenidoğan yoğun bakım ünitesindeuygulanmıştır. Çalışma örneklemini 123 ebeveyn oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında-Ebeveyn Bilgi Formu-, -Bebek Bilgi Formu-, -Durumluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği-, -YYBÜAnne Baba Stres Ölçeği- kullanılmıştır. Araştırmanın yapılabilmesi için gerekli izinleralınmıştır. Araştırma sonucunda ebeveynlerin durumluk kaygı puanı ortalamaları -48,26±10,21-ve sürekli kaygı puanı ortalamaları -47,52±8,46- olarak her ikisinde de algılanan -orta düzeydekaygı- olduğu belirlenmiştir. YYBÜ Anne-Baba Stres Ölçeği toplamından aldıkları puanortalamaları -104,38±31,58-; ölçeğin alt boyutlarından görüntü ve sesler puan ortalaması-16,21±6,12-; bebeğin görünümü ve davranışları puan ortalaması -52,53±19,19-; bebeğinizleIlişkiniz puan ortalaması -35,62±13,42- bulunmuştur. Ebeveynlerin sahip olduğu çocuk sayısı,çalışma durumu, bebeğin cinsiyeti, doğum şekli, yoğun bakım ortamının özellikleri, ebeveynlerinsağlık personelleriyle iletişimi, bebeğin sağlık durumu ailelerin stres ve kaygı ölçeklerinin altboyutlarından etkilendiği bulunmuştur. Bu süreçte aile merkezli yaklaşım ile yenidoğanların endeğerlileri olan ebeveynlere destek olunması önerilmektedir.