Person:
ADIGÜZEL, YASEMIN

Loading...
Profile Picture

Status

Kurumdan Ayrılmıştır.

Organizational Units

Job Title

First Name

YASEMIN

Last Name

ADIGÜZEL

Name

Email Address

Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 10 of 16
  • Publication
    Covid-19 Pandemisinde Tele-Sağlık Hizmetleri
    (2021-02-12T00:00:00Z) Turgut, Hilal; Ekinci, Esma Nur; Kurtuluş, Fatoş; Adıgüzel, Yasemin; İlhan, Nesrin; ADIGÜZEL, YASEMIN
  • Publication
    Evde Bakım Hemşirelerinin Çalışan Güvenliği: Çalışma Ortamı Ve Mesleki Riskler
    (2022-06-13) Kurtulmuş Ş.; Yılmaz İ.; Adıgüzel Y.; Erdoğan Ö.; ADIGÜZEL, YASEMIN; ERDOĞAN, ÖZCAN
  • Publication
    TURİZM SEKTÖRÜNDE ÇALIŞAN SAĞLIĞI VE ÇALIŞMA ORTAMI KAYNAKLI SAĞLIK RİSKLERİ
    (2021-09-24T00:00:00Z) Adıgüzel, Yasemin; Kıyak, Yasemin; Erdoğan, Özcan; ADIGÜZEL, YASEMIN; KIYAK, YASEMIN; ERDOĞAN, ÖZCAN
    İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek için genellikle yetişkinlik döneminden itibaren çalışma yaşamına girmektedir. Güvenli bir iş yerinde çalışmak temel insan haklarından birisidir. Bu hak kapsamında sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarını karşılama, iş kazaları ve meslek hastalıklarını önleyerek en alt düzeye indirme ve böylece iş gücü kaybı nedeniyle ortaya çıkabilecek maddi kayıpları önleme, karlılığı ve verimliliği artırma hedeflerini içeren iş sağlığı kavramı oldukça önemlidir. Çalışma hayatının iki ana tarafı olan işverenler ve çalışanlar için güvenli ve verimli bir çalışma hayatının oluşturulması hem çalışanları koruyacak hem de iş verimini artıracaktır. Çalışma ortamında sağlık ve güvenlik, işin tüm süreçlerini etkileyen ve kapsayan bir konudur. Çalışan sağlığı ve çalışma güvenliği uygulaması DSÖ, Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) gibi kuruluşların sözleşme, direktif ve bildirgeleri nedeniyle birçok ülkede yasal bir gerekliliktir. Türkiye’de de iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı Anayasa ile uyumlu bir biçimde yapılandırılmıştır. Çalışan sağlığı, sağlıklı bir yaşam için gereken sağlık kurallarını içermektedir. Çalışma güvenliği kavramı ise çalışanın yaşamına ve vücut bütünlüğüne yönelik tehlikelerin ortadan kaldırılması için gerekli teknik kuralları ele almaktadır. Turizm sektöründe çalışanlar düşünüldüğünde özellikle turistler ile teması çok olan iş grupları (temizlik personelleri, garsonlar, aşçılar, resepsiyon çalışanları vb.) birçok ülkeden gelen kişilere hizmet sunmaktadır. Turizm sektöründe çalışanların maruz kaldıkları meslek hastalıklarının başında sırt kaslarının zedelenmesi, bel tutulmaları ve kaymaları gibi kas iskelet sistemi hastalıkları, bulaşıcı hastalıklar ve psikolojik baskılardan kaynaklanan hastalıklar gelmektedir. Meslek hastalıklarının yanı sıra iş kazaları da bu sektörde görülmektedir. Turizm sektöründe en çok yaşanan iş kazaları; kesici delici alet yaralanmaları, yanma, haşlanma, temizlik ürünlerinin yanlış kullanımı sonucunda yaşanan zehirlenmeler, derin dondurucuların yanlış kullanımı sonucu karşılaşılan sorunlar (fazla soğuğa maruz kalma, donma vb.), elektrik çarpmaları, düşme ve kaymalardır. Turizm sektörü çalışanlarının çalışma yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesinde çevresel (gürültü, ışık, ısı, nem), kimyasal (zehirli gaz, asit, boya vb.) biyolojik (bulaşıcı hastalıklar) ergonomik hastalıklar, kas- iskelet sistemi hastalıkları), psikolojik (çalışma saatleri, yorgunluk, stres, çatışma vb), sosyokültürel (dil, din, kültür), politiko-ekonomik (işletme yönetmelikleri, ücretlendirme, organizasyon) faktörler önemli bir rol oynamaktadır. Turizm sektöründe iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulmasında, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesinde; çalışanların işe giriş muayenelerinin yapılarak uygun işlere yerleştirilmeleri ve periyodik sağlık muayenelerinin takip edilmesi önemlidir. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda, iş yeri hekimi ve iş yeri hemşiresi tarafından çalışma ortamı ve şartlarının çalışanların sağlık ve güvenliğine etkileri konularında iş verenlere ve çalışanlara eğitimler verilmesi ve çalışanların takip edilmesi daha güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmasını sağlayacaktır. Anahtar Sözcükler: Turizm Sektörü, Çalışan Sağlığı, Çalışma Ortamı, İş Sağlığı ve Güvenliği
  • Publication
    Online Exam Model In Physical Environment: Experience In A Nursing Department
    (2022-12-01) DAĞCI M.; KOYUNCUOĞLU E.; KIYAK Y.; ADIGÜZEL Y.; DEMİRCAN B.; ERDOĞAN Ö.; DOĞAN N.; ATEŞ N.; ÇAM F.; MEŞEDÜZÜ M.; et al.; DAĞCI, MAHMUT; KOYUNCUOĞLU, ELİF; KIYAK, YASEMIN; ADIGÜZEL, YASEMIN; DEMİRCAN, BURCU; ERDOĞAN, ÖZCAN; DOĞAN, NAREG; ATEŞ, NİMET
  • Publication
    Türkiye’de 2018 – 2023 Yılları Arasında Hemşirelik Araştırmalarında Transteoretik Model Kullanımı: Sistematik Derleme
    (2023-11-02) Adıgüzel Y.; Kıyak Y.; Dost A.; ADIGÜZEL, YASEMIN; KIYAK, YASEMIN; DOST, AYŞE
  • Publication
    Yaşlı Bireylerin -Algılar Çerçevesi -ne Göre Kurum Bakımına Yönelik Deneyimleri
    (2018-11-24T00:00:00Z) Duru, Yusuf; Doğan, Nareg; Işıl, Özlem; Adıgüzel, Yasemin; DOĞAN, NAREG; ADIGÜZEL, YASEMIN
  • Publication
    Covid-19 Pandemisinde Bir Risk Faktörü: Yaşlılarda Kırılganlık
    (2021-05-25T00:00:00Z) Adıgüzel, Yasemin; İlhan, Nesrin; ADIGÜZEL, YASEMIN
    Covid-19 Pandemisinde Bir Risk Faktörü: Yaşlılarda Kırılganlık Yasemin ADIGÜZEL1, Nesrin İLHAN2 1 Arş. Gör., Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, yadiguzel1@bezmialem.edu.tr. 2 Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı, nesrin.ilhan@medeniyet.edu.tr. Koronavirüs hastalığı (Covid-19), tüm dünyaya yayılarak 11 Mart 2020 tarihinde DSÖ tarafından pandemi ilan edilmiştir(1). Covid-19, herkesi enfekte edebilmekle birlikte en çok orta yaşlı ve yaşlı yetişkinleri etkilemektedir(2,3). Yapılan çalışmalarda yaşlıların Covid-19’a karşı daha savunmasız olduğu ve enfeksiyon ile ölüm oranlarının yaşlılarda daha yüksek olduğu bulunmuştur(2,4,5). Covid-19 pandemisinde yaşlı bireylerde ölüm oranlarının artmasıyla yaşlılar için sokağa çıkma kısıtlamaları yapılmıştır (3,6). Bu durum, azalmış işlevsel yetenek ve ilerleyici geriatrik kırılganlık oluşum riskiyle mücadele eden yaşlıların başa çıkmaları gereken başka sorunlar doğurmuştur(7). Bu sorunlar; uzun süre evde hareketsiz kalma, sosyal ilişkilerin azalması, stres, anksiyete ile kendileri ve yakınları için hastalık ve ölüm korkusudur(7,8,9,10). Özellikle bu bireylerin kısıtlamada olası düşme ve yaralanma durumlarını ve kronik hastalıkları yönetememe sebebiyle yaşadıkları rahatsızlıkları Covid-19 ile enfekte olma korkusuyla göz ardı etmeleri muhtemeldir. Bu durum, onları kırılganlık riskine karşı daha savunmasız hale getirmektedir(7).Kırılganlık; yaşa bağlı olarak fizyolojik rezervlerin azalması, çoklu organ veya sistemlerde fonksiyonel kayıp ve stresörlere karşı savunmasızlığın artması olarak tanımlanan geriatrik bir sendrom olmakla birlikte dünyada ve ülkemizde giderek artarak küresel bir sağlık yükü oluşturmaktadır(11,12). Kırılganlığın etiyolojisi bilinmemekle birlikte, kronik inflamasyon ile kas- iskelet ve endokrin sistemde değişiklikler, hücresel yaşlanma, apopitozis, kardiyovasküler sistem hastalıkları, kadın cinsiyet, komorbiditeler, genetik, çevresel faktörler (stres, malnütrisyon vb.), ırk, eğitim, sosyoekonomik durum, depresyon, sigara, alkol kullanımı ve polifarmasi kırılganlığın patogenezinde rol oynamaktadır(11,13,14). Kırılganlığın oluşumunda rol oynayan bu faktörler Covid-19 pandemisinde de devam etmektedir. Bu durum mevcutta kırılgan olan yaşlıların şiddetli kırılganlık dönemine girmesine sebep olabileceği gibi kırılgan olmayan yaşlılar için de risk oluşturmaktadır(10). İngilitere’deki ve İtalya-daki hastaneleri kapsayan gözlemsel bir kohort çalışmasında Covid-19-un, kırılgan yaşlılar için daha şiddetli sürebileceği ve prognozunun kötü ilerleyebileceği tespit edilmiştir(15). Türkiye-deki tüm hastanelerde ulusal çapta yürütülen bir kohort çalışmasında ise 18.234 Covid-19 hastasının % 67,4’ünün kırılgan, % 15,4’ünün ise şiddetli kırılganlık döneminde olduğu tespit edilmiştir(16). Kısıtlamaların bir sonucu olarak, toplumda yaşayan beş yaşlı yetişkinden dördünün yaşam alanı hareketliliğinde önemli bir azalma yaşanmaktadır ve bu durum kırılganlık, sarkopeni ve kronik hastalık riskini artırmaktadır(10). Bu süreçte yaşlı bireyin fonksiyonel bağımsızlığının ve işlevselliğinin korunması için kronik hastalıklarını yönetme, farmakolojik tedavilerine uyumu sağlama, fiziksel güç ve direnci artıran egzersizler yapma, beslenmenin düzenlenmesi, kilo kontrolü ve bakım verenlerin dijital ortamlarla bakımı desteklemesi gibi alanlarda yapılacak girişimlerle kırılganlığın önlenmesi sağlanabilir(11,17). Kırılganlığın önlenmesi için Covid-19 pandemisinde ve getirdiği kısıtlamalarda yaşlı bireylerin gerek fiziksel gerekse ruhsal açıdan takip edilmesi, telefon ve diğer dijital ortamlarda temaslarının desteklenmesi, çevirim içi sosyal destek, ruhsal destek faaliyetlerinin yürütülmesi önemlidir. Tele-Sağlık ve Tele-hemşirelik uygulamalarının yaygınlaştırılmasıyla pandemi döneminde yaşlıların günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlıkları desteklenebilmektedir(18). Yaşlıların telefon, bilgisayar ve internete erişememeleri, sınırlı dakika kullanımları onların yakınlarıyla etkileşim kurmasını ve online alışveriş imkanlarını kullanmalarını zorlaştırabilir. Bunlar ve benzeri durumların devlet kurumları ve yerel yönetimler aracılığıyla destelenmesiyle yaşlıların sosyal fonksiyonelliği desteklenebilir(17,19). Yaşlılarda kırılganlığın değerlendirilmesi ve semptomların belirlenerek önlenmesi önemlidir. Kırılganlığın değerlendirilmesinde; Fried Kırılganlık Ölçeği, Edmonton Kırılganlık Ölçeği, FRAIL İndeksi, CSHA Kırılganlık Ölçeği ve Tilburg Kırılganlık Ölçeği gibi araçlar kullanılmaktadır. Bu araçlar sayesinde kırılganlık erken evrede belirlenebilmektedir(11,13). Covid-19 pandemisinde de yaşlıların kırılganlıktan korunması, kırılganlığın değerlendirilmesi ve Covid-19 ile enfekte olduklarında kırılgan yaşlıya özgü girişimleri alabilmeleri için hemşirelerin kırılganlığın farkında olmaları önemlidir.Anahtar Kelimeler: Yaşlılık, Kırılganlık, Kırılgan Yaşlı, Covid-19, Hemşire.
  • Publication
    Gençlerde Hijyen ve Sağlık
    (Akademisyen Yayınevi Kitabevi, 2023-11-01) İlhan N.; Adıgüzel Y.; ADIGÜZEL, YASEMIN
  • Publication
    Küresel Isınma ve İklim Değişikliğinin Sağlık Üzerine Etkileri
    (2022-10-21) Adıgüzel Y.; Erdoğan Ö.; ADIGÜZEL, YASEMIN; ERDOĞAN, ÖZCAN
    Küresel Isınma ve İklim Değişikliğinin Sağlık Üzerine EtkileriYasemin ADIGÜZEL[1], Özcan ERDOĞAN [2]ÖzKüresel ısınma ve iklim değişikliği, tüm canlıların geleceği için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Küresel ısınma, insanoğlunun doğal kaynakları bilinçsiz tüketimi sonucunda doğada atmosferik bozulmaların meydana gelmesidir. İnsanın, doğayı ihtiyaçları doğrultusunda değiştirme çabasının bir diğer sonucu ise iklim değişikliğidir. Küresel ısınma ve iklim değişikliği sonucunda; mevsimler eskiye oranla daha kurak geçmekte, su kaynakları azalmakta veya kurumakta, buzullar hızla erimekte, deniz seviyesinde yükselmeler görülmekte ve iklim ile ilgili yaşanan değişiklikler artmaktadır. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sonucunda yaşanan hava ve iklim olayları, su ve yiyecek kalitesinde, ekosistemde, tarımda, endüstride, enerji üretiminde ve tüketiminde, yerleşim yerlerinde ve ekonomide değişiklikler meydana gelmesine neden olarak sosyoekonomik, politik ve biyolojik kökenli sistemleri olumsuz etkilemektedir. Küresel ısınma ve iklim değişiklileri hem kronik hastalıkların seyrinde hem de bulaşıcı hastalıkların yayılmasında etkili olmaktadır. Biyolojik kökenli sorunlardan en önemlileri; bulaşıcı hastalık vektörlerinin ve alerjik polen türlerinin mevsimsel dağılımının değişmesi ve sıcaklık dalgalarından kaynaklı ölümlerin artmasıdır. İklimdeki değişiklikler patojenleri, vektörleri, konakçıları etkilediğinden mevcut bulaşıcı hastalıkların yapısı değişmekte ve yeni bulaşıcı hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Vektörlerle taşınan hastalıkların yanı sıra iklim değişikliğinin dolaylı olarak kanserin, kalp damar hastalıklarının, gıdalarla taşınan hastalıklar ve yetersiz beslenmenin, astım ve solunum yolu hastalıklarının, akıl sağlığı ve strese bağlı hastalıkların ve nörolojik hastalıkların gelişimini etkileyebileceği bilinmektedir.Halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında küresel ısınmaya bağlı oluşan iklim değişiklikleri, enfeksiyon hastalıkları ve bu hastalıklarla iklim arasındaki ilişkinin güvenilir kaynaklar tarafından topluma aktarılması önemlidir. \"İklime Duyarlı Bulaşıcı Hastalıklar\"ı tanımlayan Küresel Hastalık Yükü çalışmaları ölüm oranlarını ve sağlığa etki eden risk faktörlerini açıklamaktadır. Bu verilerin sosyal medya ve kitle iletişim araçları kullanılarak topluma ulaştırılması sağlanmalıdır. Anahtar Kelimeler: Küresel Isınma, İklim Değişikliği, Sağlık, Enfeksiyon Hastalıkları, Kronik Hastalıklar. [1] Arş. Gör, Bezmialem Vakıf Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, İstanbul-TÜRKİYE [2] Dr. Öğr. Üyesi, Bezmialem Vakıf Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, İstanbul-TÜRKİYE