Person:
DOĞAN, GÜZİDE

Loading...
Profile Picture
Status
Kurumdan Ayrılmıştır
Organizational Units
Organizational Unit
Job Title
First Name
GÜZİDE
Last Name
DOĞAN
Name
Email Address
Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 2 of 2
  • PublicationMetadata only
    BESİN PROTEİNİ İLİŞKİLİ PROKTOKOLİT, ENTEROPATİ VE ENTEROKOLİT SENDROMU OLAN ÇOCUKLARIN ANNELERİNİN DİYET ELİMİNASYONU TEDAVİSİ SIRASINDAKİ RUHSAL DURUMLARININ ÇOCUKLARININ KLİNİK BULGULARI İLE İLİŞKİLİ OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ
    (2022-12-02) Bayramova N.; Doğan G.; Kılıç Ö.; Başer Sinoplu Z. E.; Toprak A.; DOĞAN, GÜZİDE; KILIÇ, ÖZGE; BAŞER SİNOPLU, ZEYNEP EFŞAN; TOPRAK, ALİ
    Giriş: İmmunoglobulin E aracılı olmayan besin alerjilerinin tedavisi emziren annelere ve çocuklarına besin eliminasyonudur. Bu süreç çocukların klinik durumuna göre aylar sürebilmektedir. Diyetin uzun sürmesi hem annelerin hem de çocukların yaşamını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.Amaç: Bu çalışmada besin protein ilişkili proktokolit (BPİAP), enteropati (BPE) ve enterokolit (BPİES) tanısı alan çocukların annelerinin diyet öncesi ve diyet altında depresyon ve duygu durumlarını değerlendirmeyi ve çocuklarının klinik durumu ile annelerinin ruhsal durumlarındaki değişiklikler arasındaki ilişkiyi belirlemeyi amaçladık.Yöntem: Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Polikliniğinde besin protein ilişkili BPİAP, BPE ve BPİES tanısı alan 1-12 ay aralığındaki 42 çocuk hasta ve anneleri dahil edildi. Annelere çocukların beslenme durumları ve demografik verileri ile ilgili sorular soruldu. Başvuru anında ve diyet altında hastaların kilo değerlendirmesı, klinik bulguları (huzursuzluk, emmeyi reddetme, gaz sancıları, kusma, mukuslu dışkılama, kanlı dışkılama, yağlı ishal, kilo alamama, kabızlık) sorgulandı, CoMİSS skorlaması yapıldı. Anneler, çocuklarını sadece anne sütü ile besleyenler, hem anne sütü hem de mama ile besleyenler, sadece mama ile besleyen anneler olarak üç gruba ayrıldı. Annelere diyet öncesi tanı anında ve 2 aylık diyet altında iki kez Beck Depresyon Ölçeği ve Beck Anksiyete Ölçeği uygulandı.Bulgular: Hastaların 16’sı BPİAP, 13’ü BPE, 13’ü BPİES tanılıydı. Hastaların 26’sı (%61,9) kız, 16’sı (%38,1) erkekti. Semptomlarının başlama yaş ortalaması 4 aydı. BPİAP tanılı olanlarda yaş ortalaması 3 ay olarak görüldü. BPİAP tanılı hastalarda huzursuzluk, gaz problemleri, kanlı ve mukuslu dışkılama daha sık; BPE VE BPİES tanılı hastalarda ise kusma, yağlı dışkılama ve kilo alamama şikayetleri daha ön planda izlendi. Diyet öncesi ve diyet sonrası tüm gruplarda CoMiSS değerinde diyet öncesine göre anlamlı düşüş izlendi. Gruplar arasında diyet öncesi ve sonrası depresyon ve anksiyete puanı anlamlı farklılık göstermedi. Çocuklarını sadece anne sütü ile besleyen grupta diyet öncesi ve sonrası anksiyete ve depresyon puanlarında anlamlı bir değişiklik görülmedi. Çocuklarını anne sütü ve mama ile besleyen grupta diyet sonrası hem anksiyete hem de depresyon puanları anlamlı olarak yüksek saptandı. Bebeğini sadece mama ile besleyen annelerin diyet sonrası anksiyete ve depresyon puanları diyet öncesine göre anlamlı olarak azaldı. Çoklu besin eliminasyon diyeti yapan grupta diyet sonrası anksiyete ve depresyon skoru sadece süt eliminasyon diyeti yapan gruptan anlamlı (p <0.05) olarak daha yüksekti. Sonuç: Ig E aracılı olmayan besin alerjisi olan çocukların annelerinin diyet yaptıkları süre içinde ruhsal durumları bozulabilir. Özellikle çocuklarını hem anne sütü hem de mama ile besleyen annelerin diyet süreci sonunda ruhsal etkilenmeleri daha çok olabilir.Çocuklarda diyet tedavisi ile klinik iyileşme sağlanırken, bu süreçte çoklu besin eliminasyon diyeti yapmak zorunda kalan; hem anne sütü hem de mama ile çocuklarını besleyen annelerin ruhsal sağlığı açısından daha dikkatli olunmalı ve gerekli durumlarda annelere destek önerilmelidir.
  • PublicationMetadata only
    Yutma fonksiyon bozuklukları, gastroözofageal reflü ve solunum yolu hastalıkları.
    (2022-01-01) Tanrıverdi M.; Çollak A.; Doğan G.; TANRIVERDİ, MÜBERRA; ÇOLLAK, ABDULHAMİT; DOĞAN, GÜZİDE
    Yutma fonksiyon bozuklukları konjenital hastalıklara, edinilmiş nörolojik veya anatomik problemlere sekonder olarak gelişebilir. Solunum ve yutma arasındaki hassas senkronizasyon, hava yolunu korumak ve aspirasyonu önlemek için gereklidir. Videofloroskopik yutma çalışması gibi aletsel testler pediatrik disfajinin değerlendirilmesinde ve yönetiminde önemli bir rol oynamaktadır. Oral-faringeal disfajisi olan hastalarda hava yolu korumasında bir gecikme, laringeal penetrasyon ve/veya trakeal as pirasyonun varlığı veya yokluğu ile tanımlanır. Aspirasyon tekrarlayan akciğer enfeksiyonlarına zemin hazırlamaktadır. Çocuklarda gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH) ile astım, kronik öksürük, tekrarlayan pnömoni gibi hastalıklar birlikte görülebilmektedir. Kronikleşmiş ve tedaviye dirençli solunum yolu bulgularına sahip hastalarda GÖRH’nin varlığı mutlaka araştırılmalıdır. GÖRH’de asidik reflü yanında, zayıf asidik ve asit olmayan reflü de solunum yolu hastalıklarıyla ilişkilidir. Reflü için tipik yakınma ve bulgulara sahip olmayan hastalarda ise ampirik tedavilerden kaçınılmalıdır. Yutma fonksiyon bozuklukları ve GÖRH enfeksiyon dışı alt hava yolu hastalıkları için risk faktörleridir.