Research Project:
Endemik Doronicum reticulatum türünün bazı biyolojik aktivitelerinin incelenmesi

Placeholder

Authors

Authors

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher:

Type

Abstract

Description

İnsanlığın bitkilerle olan etkileşimi çok eski zamanlara dayanmakta olup bitkilerin insan sağlığında önemli bir yeri bulunmaktadır (Baytop, 1999). Bilindiği üzere tıbbi bitkiler yeni ilaç geliştirme çalışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Rezerpin, vinblastin ve vinkristin gibi aktif farmasötik bileşenlerin önemli bir kısmı, geleneksel kullanımları gözlemlenen bitkilerden elde edilmiştir (Verma ve Singh, 2008). Birçok yörede doğal kaynaklardan tıbbi amaçlarla yararlanılması, floristik zenginlik ve geleneksel tıp konusundaki bilgi birikimi ile yakından ilişkilidir. Türkiye bitki çeşitliliği açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Son verilere göre ülkemiz florasında toplam tür sayısı 9753 ve takson sayısı 11707 olarak belirlenirken endemizm oranı %31,82 olarak bildirilmiştir (Güner vd., 2012). Asteraceae familyası 485’i endemik olmak üzere içerdiği 1311 tür ile ülkemiz florasında bulunan tür sayısı bakımından en zengin familyadır (Güner vd., 2014). Asteraceae familyasının Senecioneae tribusunda yer alan Doronicum L. cinsi son sistematik revizyona göre ülkemizde 9 tür (10 takson) ile temsil edilmekte olup endemizm oranı %40’tır (Alvarez Fernandez, 2003) Ülkemizde bulunan taksonların endemizm oranının bu denli yüksek olması ve tür sayısının fazlalığı bu cinsin önemli yayılış alanlarından birinin ülkemiz coğrafyası olduğunu göstermektedir (Erarslan 2023).Türkiye’de \"Acımık, Baylıkotu, Kaplanotu, Sarı papatya, Sarı çiçek\" gibi isimlerle bilinen Doronicum türlerinin halk arasında geleneksel tedavide kullanımları da bulunmaktadır (Baytop, 1999; Tuzlacı, 2011). Ülkemizde D. orientale Hoffm. türünün taze kökleri kısırlık tedavisinde kullanılırken (Baytop, 1999; Baytop, 2007; Tuzlacı, 2011; Güner vd., 2012; Başaran vd., 2017) topraküstü kısımlarının dekoksiyonu dahilen diüretik olarak tüketilmektedir (Tuzlacı ve Erol, 1999; Uğurlu ve Seçmen, 2008; Uğulu vd., 2009). Bununla birlikte Dünya’da yayılış gösteren Doronicum türlerinin halk arasında kullanımları da çeşitli kaynaklarda belirtilmiştir. İbn-i Sina’nın El-Kanun fi\"t-Tıb isimli eserinde bulunan ve duyusal nöropatide analjezik etkili yağ olarak kullanılan bir bitki karışımı formülünde D. pardalianches L. türü de yer almaktadır (Setayesh vd., 2018). Doğu Akdeniz’de D. scorpioides Lam. türünün köklerinin göz rahatsızlıkları ve cinsel arzuyu baskılayıcı olarak kullanıldığı kayıtlıdır (Lev, 2015). Azerbaycan’da ise D. macrophyllum Fisch. ex Fisch. türünün kökleri tonik olarak kullanılmıştır. Bu toniğin karaciğer, kalp, sindirim ve duyu organlarını güçlendirdiğine inanılmıştır. Köklerinin dekoksiyonu aritmiye karşı reçete edilmiştir (Alakbarov, 2001). Osmanlı döneminde Şam’da D. scorpioides türünün göz hastalıkları, hayvan ısırıkları ve zehirlenmeleri, iç hastalıklar, ağrılar ve cilt hastalıkları için kullanıldığı bildirilmektedir (Lev, 2002). Geleneksel İran tıbbında D. pardalianches köklerinin kardiovasküler sistem hastalıklarının tedavisinde, diüretik, yılan-akrep ısırmalarının tedavisinde ve sinir toniği ve midevi olarak kullanıldığı bilinmektedir (Amiri ve Joharchi, 2013; Babaeian vd., 2015; Zarshenas vd., 2016). D. grandiflorum Lam. ve D. pardalianches türlerinin 16. ve 17. yy’da epilepsi ve malarya tedavisinde dahilen kullanıldıkları Avrupa herballerinde kayıtlıdır (Adams vd., 2011; Adams vd., 2012).Doronicum türlerinin topraküstü kısımları ve kök ekstrelerinin pirolizidin alkaloidleri, flavonoitler, terpenler, benzofuranlar ve timol türevleri gibi bileşikler içerdiği birçok çalışma ile gösterilmiştir (Bohlmann ve Zdero, 1970; Bohlmann vd., 1980; Reynaud vd., 1983, 1985a, 1985b; Reynaud ve Raynaud, 1984, 1986; Mroczek vd., 2002; Clarke vd., 2013; Marzocco vd., 2017; Badalamenti vd., 2021; Zengin vd., 2022). Tiyofen türevleri ve kumarinler de bazı türlerde bulunmuştur (Tosi vd., 1991; Abyshev vd., 1982). Uçucu yağı ise seskiterpenler ve monoterpenler bakımından zengindir (Akpınar vd., 2009; Lazarević vd., 2009; Shaimerdenova vd., 2019; Özcan 2020). Günümüze kadar türler üzerinde sınırlı sayıda biyoaktivite çalışmaları gerçekleştirilmiş olup bu çalışmalarda türlerin antienflamatuar, antioksidan, antimikrobiyal, antitümoral, hepatoprotektif, üreaz inhibitör, α-amilaz inhibitör, α-glukozidaz inhibitor ve kolinesteraz inhibitör etkileri araştırılmıştır.

Citation

Endorsement

Review

Supplemented By

Referenced By