Person:
EKŞİ, ÇAĞLA

Loading...
Profile Picture
Status
Organizational Units
Organizational Unit
Job Title
First Name
ÇAĞLA
Last Name
EKŞİ
Name
Email Address
Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 5 of 5
  • PublicationOpen Access
    Investigation the Relationship Between Body Mass Index and Mortality in COVID-19 Patients
    (2021-02-01T00:00:00Z) BOLUKÇU, SİBEL; ÖZMEN, MEHMET EMİN; EKŞİ, ÇAĞLA; OKAY, GÜLAY; SÜMBÜL, BİLGE; KAÇMAZ, ASİYE BAHAR; DURDU, BÜLENT; AKKOYUNLU, YASEMİN; MERİÇ KOÇ, MELİHA; BOLUKÇU, SİBEL; ÖZMEN, MEHMET EMİN; EKŞİ, ÇAĞLA; OKAY, GÜLAY; SÜMBÜL, BİLGE; KAÇMAZ, ASİYE BAHAR; DURDU, BÜLENT; AKKOYUNLU, YASEMİN; MERİÇ KOÇ, MELİHA
    Objective: Obesity might be a risk factor for patients with Coronavirus disease-19 (COVID-19). We aimed to investigate the association of the obesity with intensive care need and mortality caused by severe acute respiratory syndrome-CoV-2 (SARS-CoV-2) infection in this retrospective cohort. Methods: Between March 11th and May 1st, 135 patients, who were treated in our clinic, were enrolled in the study. Body mass index (BMIs) of the patients were grouped according as WHO criteria (<25 kg/m(2): normal, 25 30 kg/m(2): overweight, >30 kg/m(2): obese). Results: Of our patients, 34.1% (n=46) were obese. Mean BM! of the mortality group was 31.2 kg/m(2) and was not different from that of the survivors (p=0.09), However, mean BMI of the patients, in whom intensive care was needed, teas 31.2 kg/m(2) and higher than that of those intensive care was nut needed (p=0.04). In subgroup analyses, obesity (BMI >31) kg/m(2)) was more common among mortality group versus survivors in males older than 60 years old (p=0.03). Conclusion: Obesity with associated disorders are negative prognostic factors for COVID-19 and should be tackled as the end of the pandemic is obscure.
  • PublicationMetadata only
    Actinomyces Odontolyticus Enfeksiyonlarına 2 Olgu ile Bakış
    (2021-05-20T00:00:00Z) Karakuş, Hatice Dilara; Akkoyunlu, Yasemin; Uslu, Ayşe Betül; Ekşi, Çağla; Sümbül, Bilge; Meriç Koç, Meliha; KARAKUŞ, HATİCE DİLARA; AKKOYUNLU, YASEMİN; USLU, AYŞE BETÜL; EKŞİ, ÇAĞLA; SÜMBÜL, BİLGE; MERİÇ KOÇ, MELİHA
  • PublicationMetadata only
    Septik Abortus Sonrası Gelişen Menenjit
    (2022-05-25T00:00:00Z) Ekşi, Çağla; Okay, Gülay; Akkoyunlu, Yasemin; Aslan, Turan; EKŞİ, ÇAĞLA; OKAY, GÜLAY; AKKOYUNLU, YASEMİN; ASLAN, TURAN
    Giriş: Septik abortus, spontan düşük veya küretajın pelvik enfeksiyon ile komplike olma durumudur. Septik abortusun herhangi bir evresinde bakteriyemi ve sepsis gelişebilir. Koryon villus biyopsisi sonrası septik abortus ve sepsise sekonder gelişen menenjit olgusu sunulmuştur.Olgu: Yirmi iki yaşında bilinen kronik hastalığı olmayan 10 haftalık gebe hasta vajinal kanama, karın ağrısı ve ateş şikayeti ile acil servise başvurdu. İlk çocuğu spinal musküler atrofi (SMA) tanılı olan hastanın fetust SMA araştırılması amacıyla bir gün önce koryon villus biyopsisi yapılm öyküsü mevcuttu. Yapılan fizik muayenede batında yaygın hassasiye mevcuttu; defans, rebound yoktu. Laboratuvar sonuçlarında lökosit 16.800/ul, %9 PMNL hakimiyetindeydi, CRP: 205 mg/l, prokalsitonin 23,43 ng/ml saptandı. Kan biyokimyasında özellik yoktu. Ampirik olara klindamisin 3x900 mg ve gentamisin 1x240 mg iv tedavi başlanan hastanın kan kültüründe Gram-olumsuz basil görülmesi ve septik tabloda olması nedeniyle tedavisi meropenem 3x1 gr iv olarak değiştirildi. Kan kültüründen ve eş zamanlı alınan idrar ve vajen sürüntü kültüründen Escherichia coli izole edildi. Yatışının 2. gününde şiddetli baş ağrısı, bulantı ve kusma şikayeti olan hastanın fizik muayenesinde ense sertliği saptanması üzerine çekilen kontrastlı kraniyal MR leptomenenjit ile uyumlu saptandı. Göz dibi muayenesi doğal olan hastaya lomber ponksiyon (LP) yapıldı. Beyin omurilik sıvısı (BOS) bulanıktı, BOS’de 1400 eritrosit/mm3, 180 lökosit/mm3 (%60’ı polimorfonükleer lökosit) görüldü, glukoz: 28 mg/dl, eş zamanlı kan şekeri 86 mg/dl ve protein: 108 mg/dl idi. BOS kültüründe üreme olmadı. Kan, idrar ve vajen kültüründe üreyen Escherichia coli’nin ESBL negatif ve 3. kuşak sefalosporinlere duyarlı saptanması üzerine hastanın tedavisi seftriakson 2x2 gr iv tedavisine de-eskale edildi. Takibinin 3. gününde ateşi düşen; 6. gününde baş ağrısı, bulantı ve kusma şikayetleri azalan hastanın tedavisi 14 güne tamamlandı. Hasta poliklinik kontrolüne gelmek üzere şifa ile taburcu edildi.Sonuç: Septik abortus gelişmekte olan ülkelerde kadın hayatını tehdit eden ciddi ve nadir olmayan bir sağlık sorunudur. En önemli risk faktörü gebeliksırasında steril olmayan aletler ile yapılan girişimsel işlemlerdir. Erken tanı ve uygun ampirik tedavinin mortaliteyi ve komplikasyonları azaltmada etkili olduğu gösterilmiştir.Anahtar Kelimeler: Menenjit, septik abortus
  • PublicationMetadata only
    HIV/AIDS ilişkili Kaposi Sarkomu Tanısı Alan Olgularımızın Klinik Özellikleri
    (2021-11-18T00:00:00Z) Ekşi, Çağla; Okay, Gülay; Durdu, Bülent; Akkoyunlu, Yasemin; Aslan, Turan; Meriç Koç, Meliha; EKŞİ, ÇAĞLA; OKAY, GÜLAY; DURDU, BÜLENT; AKKOYUNLU, YASEMİN; ASLAN, TURAN; MERİÇ KOÇ, MELİHA
  • PublicationMetadata only
    Kronik lenfositik lösemili bir hastada İbrutinib tedavisi altında Hepatit B enfeksiyon reaktivasyonu
    (2023-05-05) Bozkurt Ç.; Okay G.; Durdu B.; Akkoyunlu Y.; Aslan T.; EKŞİ, ÇAĞLA; OKAY, GÜLAY; DURDU, BÜLENT; AKKOYUNLU, YASEMİN; ASLAN, TURAN
    Giriş: İbrutinib, tekrarlayan ya da dirençli kronik lenfositik löseminin (KLL) tedavisinde endike olan bir Bruton tirozin kinaz inhibitörüdür. İbrutinib ile hepatit B (HBV) aktivasyon insidansı tam olarak bilinmemektedir. Literatürde olgu sunumları olarak ibrutinib tedavisi altında hepatit B reaktivasyonları bildirilmiştir. Bu yazıda KLL tanısı ile ibrutinib tedavisi altında hepatit B enfeksiyon reaktivasyonu gelişen bir olgu sunulmuştur. Olgu: Ocak 2009 tarihinde kronik lenfositik lösemi tanısı alan 74 yaş kadın hastaya, Ağustos 2018’de rituksimab-bendamustin tedavisi başlanması planlanarak enfeksiyon hastalıkları polikliniğine yönlendirilmiştir. Hastanın kemoterapi öncesi Temmuz 2018’de bakılan HBV serolojisi şu şekildedir: HBsAg negatif, anti-HBc IgG pozitif, anti-HBs pozitif. Hastaya profilaksi olarak entekavir tedavisi başlanmıştır. Uluslararası rehberler önerisine paralel olarak entekavir profilaksisi, son kemoterapiden 1 yıl sonra kesilmiştir. Kasım 2021’de KLL nüksü gelişmesi üzerine ibrutinib tedavisi başlanan hastanın tedavi öncesi Ocak 2019’da bakılan HBV serolojisi şu şekildedir: HBsAg negatif, anti-HBc IgG pozitif, anti-HBs pozitif. 5 Ocak 2023 tarihinde karaciğer enzim yüksekliği, HBs Ag pozitifliği saptanan hasta enfeksiyon hastalıkları polikliniğine yönlendirilmiştir. Bakılan tetkiklerinde HBV-DNA: 127000000 IU/ml, HBe Ag: pozitif, aspartat aminotransferaz (AST): 387, alanin aminotransferaz (ALT): 392. Hepatobiliyer ultrasonografide karaciğer boyutu normal, konturları düzenli saptanmıştır. Hastaya HBV reaktivasyon düşünülerek entekavir tedavisi başlanmıştır. Sonuç: Kronik HBV taşıyıcılığı veya geçirilmiş HBV enfeksiyonu durumunda hastalarda immünsüpresyon, viral reaktivasyona neden olabilmektedir. Hastamızda ibrutinibden yaklaşık 1 yıl sonra HBV reaktivasyonunun görülmesi, ibrutinibi olası reaktivasyon nedeni yapmaktadır. İbrutinib alan hastalarda hepatit B profilaksisi her zaman akılda tutulmalıdır. Antiviral profilaksi başlanması ile ilgili rehberlere girmiş kesin bir öneri bulunmamaktadır ve bu konuda uluslararası bir uzlaşı ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler: Hepatit B reaktivasyonu, ibrutinib, kronik lenfositik lösemi