Person:
OKAY, GÜLAY

Loading...
Profile Picture
Status
Organizational Units
Organizational Unit
Job Title
First Name
GÜLAY
Last Name
OKAY
Name
Email Address
Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 3 of 3
  • PublicationMetadata only
    Kronik lenfositik lösemili bir hastada İbrutinib tedavisi altında Hepatit B enfeksiyon reaktivasyonu
    (2023-05-05) Bozkurt Ç.; Okay G.; Durdu B.; Akkoyunlu Y.; Aslan T.; EKŞİ, ÇAĞLA; OKAY, GÜLAY; DURDU, BÜLENT; AKKOYUNLU, YASEMİN; ASLAN, TURAN
    Giriş: İbrutinib, tekrarlayan ya da dirençli kronik lenfositik löseminin (KLL) tedavisinde endike olan bir Bruton tirozin kinaz inhibitörüdür. İbrutinib ile hepatit B (HBV) aktivasyon insidansı tam olarak bilinmemektedir. Literatürde olgu sunumları olarak ibrutinib tedavisi altında hepatit B reaktivasyonları bildirilmiştir. Bu yazıda KLL tanısı ile ibrutinib tedavisi altında hepatit B enfeksiyon reaktivasyonu gelişen bir olgu sunulmuştur. Olgu: Ocak 2009 tarihinde kronik lenfositik lösemi tanısı alan 74 yaş kadın hastaya, Ağustos 2018’de rituksimab-bendamustin tedavisi başlanması planlanarak enfeksiyon hastalıkları polikliniğine yönlendirilmiştir. Hastanın kemoterapi öncesi Temmuz 2018’de bakılan HBV serolojisi şu şekildedir: HBsAg negatif, anti-HBc IgG pozitif, anti-HBs pozitif. Hastaya profilaksi olarak entekavir tedavisi başlanmıştır. Uluslararası rehberler önerisine paralel olarak entekavir profilaksisi, son kemoterapiden 1 yıl sonra kesilmiştir. Kasım 2021’de KLL nüksü gelişmesi üzerine ibrutinib tedavisi başlanan hastanın tedavi öncesi Ocak 2019’da bakılan HBV serolojisi şu şekildedir: HBsAg negatif, anti-HBc IgG pozitif, anti-HBs pozitif. 5 Ocak 2023 tarihinde karaciğer enzim yüksekliği, HBs Ag pozitifliği saptanan hasta enfeksiyon hastalıkları polikliniğine yönlendirilmiştir. Bakılan tetkiklerinde HBV-DNA: 127000000 IU/ml, HBe Ag: pozitif, aspartat aminotransferaz (AST): 387, alanin aminotransferaz (ALT): 392. Hepatobiliyer ultrasonografide karaciğer boyutu normal, konturları düzenli saptanmıştır. Hastaya HBV reaktivasyon düşünülerek entekavir tedavisi başlanmıştır. Sonuç: Kronik HBV taşıyıcılığı veya geçirilmiş HBV enfeksiyonu durumunda hastalarda immünsüpresyon, viral reaktivasyona neden olabilmektedir. Hastamızda ibrutinibden yaklaşık 1 yıl sonra HBV reaktivasyonunun görülmesi, ibrutinibi olası reaktivasyon nedeni yapmaktadır. İbrutinib alan hastalarda hepatit B profilaksisi her zaman akılda tutulmalıdır. Antiviral profilaksi başlanması ile ilgili rehberlere girmiş kesin bir öneri bulunmamaktadır ve bu konuda uluslararası bir uzlaşı ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler: Hepatit B reaktivasyonu, ibrutinib, kronik lenfositik lösemi
  • PublicationMetadata only
    Pandoraea norimbergensis; mortal seyreden kateter ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonu etkeni
    (2023-02-01) Karakuş H. D.; Durdu B.; Akkoyunlu Y.; Okay G.; Aslan T.; Sümbül B.; Haliloğlu M.; KARAKUŞ, HATİCE DİLARA; DURDU, BÜLENT; AKKOYUNLU, YASEMİN; OKAY, GÜLAY; ASLAN, TURAN; SÜMBÜL, BİLGE; HALİLOĞLU, MURAT
    AMAÇ: Pandoraea norimbergensis Gram negatif, hareketli, oksidaz pozitif, non-fermentatif, zorunlu aerob basildir. Genellikle kistik fibrozis, bronşektazi gibi kronik akciğer hastalığı olanlarda etken olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte toprak, gıda, su ve kan örneklerinden de izole edilmiştir. En yakın filogenetik akrabası Burkholderia cinsidir. Bu olguda yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) takip edilen ve mortalite ile sonuçlanan Pandoraea norimbergensis’in etken olduğu kateter ilişkili kan dolaşım enfeksiyonu (KİKDE) sunulmuştur.OLGU: Hipertansiyon, diabetes mellitus, konjestif kalp yetmezliği, larinks kanseri tanıları olan 78 yaşında erkek hasta nefes darlığı, halsizlik şikayetleriyle acil kliniğimize başvurmuştur. Hemodinamik bozukluk ve solunum yetmezliği tespit edilen hasta YBÜ’ne yatırılmıştır. Yatışının 10. gününde ateş, akut faz reaktanlarında yükselme, hemodinamik bozulma (septik şok) olması üzerine ampirik olarak meropenem, kolistin ve norepinefrin başlanmıştır. Santral venöz kateter ve periferden alınan kan kültürlerinde Pandoraea norimbergensis üremiştir. İdentifikasyonu MALDI-TOF MS ile yapılmıştır. Otomatize sistem (VITEK® 2 bioMérieux) ile yapılan antibiyogram sonucu tablodaki gibidir. Antibiyogram sonucuna göre mevcut tedaviye levofloksasin eklenmiştir. Meropenem ve kolistinin 7.gününde, levofloksasinin 3. gününde kardiyak arrest gelişen hasta hayatını kaybetmiştir.SONUÇ: Literatür incelendiğinde Akut Lenfoblastik Lösemi tanılı bebek hastada Pandoraea pnomenusa’nın etken olduğu tek bir KİKDE olgusu bildirilmiştir. Pandoraea türleri daha çok kistik fibrozis ve bronşiektazi varlığında solunum yolu patojeni olarak tanımlanmıştır. Ampisilin, 3.,4. Kuşak sefalosporinler, piperasilin, azitromisin, aminoglikozidlere direnç bildirilmiştir. Kinolonlar ve trimetoprim/sulfumetoksazole değişken duyarlılık göstermektedir. Hastane enfeksiyonlarında nadir gördüğümüz bu etken çoklu ilaç direnci ile birlikte mortal seyredebilmektedir. Antibiyotik Duyarlılık Piperasilin/tazobaktam duyarlı Levofloksasin orta duyarlı Siprofloksasin dirençli Meropenem dirençli Ertapenem dirençli Sefepim dirençli Gentamisin dirençli Tobramisin dirençli TABLO : Pandoraea norimbergensis antibiyotik duyarlılık sonuçları
  • PublicationMetadata only
    Results of nucleos(t)ide analog treatment discontinuation in hepatitis b e-Antigen-negative chronic hepatitis b: Nucstop study
    (2024-01-01) Kiremitci S.; Kochan K.; SEVEN G.; Keskin E. B.; OKAY G.; AKKOYUNLU Y.; Koc M. M.; SÜMBÜL B.; ŞENTÜRK H.; KİREMİTÇİ, SERCAN; KOÇHAN, KORAY; SEVEN, GÜLSEREN; OKAY, GÜLAY; AKKOYUNLU, YASEMİN; SÜMBÜL, BİLGE; ŞENTÜRK, HAKAN
    Background/Aims: This study aims to investigate the effects of nucleos(t)ide analogs (NAs) discontinuation in eligible patients in accordance with the Asian Pacific Association for the Study of the Liver hepatitis B guideline and the factors affecting clinical and virological relapses. Materials and Methods: In this prospectively designed study, hepatitis B e antigen (HBeAg)-negative chronic hepatitis B patients who were followed up between 2012 and 2019 were evaluated and 57 patients were included. All participants enrolled the study were HBeAgnegative status at NA initiation. Results: The median age of the patients was 49 (29-72) years and 24 (42%) were females. The median treatment duration was 96 (36-276) months and patients were followed for a median duration of 27 months. Sixteen patients had a previous history of NA switch, and thirteen of these patients had a history of lamivudine resistance. Thirty-eight of 57 patients (66%) developed an elevated hepatitis B virus deoxyribonucleic acid level of 2000 IU/mL at least once, defined as virological relapse and 23 (60%) of them, experienced clinical relapse. Thirty-one of 57 patients were re-Treated during the follow-up, and hepatitis B surface antigen (HBsAg) loss occurred among 4 (7%) patients. All patients who experienced HBsAg loss had a history of lamivudine resistance (P = .002). Conclusion: Despite receiving NAs suppression therapy for a long time, HBsAg loss occurs rarely. Although it was not life-Threatening, most patients experienced relapses and treatment should be restarted. In our study, whether it is a coincidence that all patients with HBsAg loss are patients in whom NAs are used sequentially due to lamivudine resistance is an issue that needs to be further investigated.