Person:
KARAASLAN, KAZıM

Loading...
Profile Picture
Google ScholarScopusORCIDPublons
Status
Organizational Units
Organizational Unit
Job Title
First Name
KAZıM
Last Name
KARAASLAN
Name
Email Address
Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 2 of 2
  • PublicationMetadata only
    Anjiotensin Dönüştürücü Enzim İnhibitörü Kullanımına Bağlı Gelişen Postoperatif Lingual Ödem
    (2023-11-05) Esen A.; Kök T.; Karaaslan K.; KÖK, TUĞBA; KARAASLAN, KAZıM
    Anjiotensin Dönüştürücü Enzim İnhibitörü Kullanımına Bağlı Gelişen Postoperatif Lingual Ödem Tuğba Kök , Asım Esen , Kazım Karaaslan (Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi) Giriş / Amaç: Lingual ödem; nadir görülen, hayatı tehdit etme potansiyeline sahip bir komplikasyondur(1). Pozisyon, anjioödem, alerjik reaksiyonlar, anafilaksi ve ilaçlar sorumlu tutulmuştur(2,3). ACE inhibitörlerinden lisinopril ve perindoprile bağlı gelişen vakalar da bildirilmiştir(4,6). Bu olguda laparoskopik kolesistektomi sonrasında gelişen lingual ödem vakası sunuldu. Olgu: Laparoskopik kolesistektomi planlanan 70yaş, 61kg ve 150cm kadın hasta; DM, HT ve hipotiroidisi için levotiroksin, metformin ve triplixam (perindopril+indapamid+amlodipin) kullanmaktaydı. Preoperatif değerlendirmede zor entübasyon bulgusuna rastlanılmadı ve ASA II olarak değerlendirildi. İndüksiyon midazolam 2mg, fentanil 100µg, propofol 200mg ve roküronyum 35mg ile sağlandı ve ilk seferde 7,5 numara düz tüple entübe edildi. İdame %50 O2+hava ve sevofluran ile sağlandı. Hastanın 25 dakika ters trendelenburg pozisyonunda kaldığı ameliyat 75 dakika sürdü. Postoperatif analjezi amaçlı parasetamol 1gr ve tramadol 100mg ver(len hasta 200mg sugammadeks ile uyandırıldı. Derlenme ünitesinde 30 dakika izlenip sorunsuz olarak servise gönderilen hasta 1 saat sonra dilde şişlik sebebiyle bölümümüze konsülte edildi (Res(m-1). Muayenesinde hasta oryante-koopere ve stabildi. Solunumu etkilemeyen dildeki şişlik dışında herhangi bir olumsuz bulgu ve şikâyet yoktu. Hastaya hızlıca feniramin 45,5mg, prednizolon 40mg iv ve soğuk nebül uygulandı. Acil entübasyon ve trakeostomi hazırlıkları yapıldı. Kulak burun boğaz kliniğine de konsülte edildi. Hastanın postoperatif 2, 4, 6, 8, 10 ve 12.saat ziyaretlerinde tedrici olarak lingual ödeminin azaldığı, 24.saatte de tamamen gerilediği görüldü(Res(m-2)Tartışma / Sonuç: Ağız tabanında veya dilde oluşan postoperatif ödem hayatı tehdit etme potansiyeline sahiptir. Literatürde posterior fossa veya spinal cerrahilerde uygulanan özel pozisyonlar, dil tabanında sıkışmaya sebep olan endotrakeal tüp tespitinde boyun bağı kullanımı veya tüp etrafına ilave gazlı bez konulması da gerekçe olarak bildirilmiştir(2,3). Laringoskopi ve entübasyonun sorunsuz olduğu, pozisyon ile ilgili bir risk faktörünün de bulunmadığı olgumuzun koagülasyon profili normaldi ve antikoagülan ilaç kullanım öyküsü de yoktu. Başka bir risk faktörü tespit edilemeyen vakamızda postoperatif lingual ödemin ACE inhibitörlerinden perindoprile bağlı olabileceği ve perindopril kullanan hastalarda postoperatif dudak-dil ödemi açısından dikkat edilmesi gerektiği düşünüldü.
  • PublicationMetadata only
    Anjiotensin Dönüştürücü Enzim İnhibitörü Kullanımına Bağlı Gelişen Postoperatif Lingual Ödem
    (2023-11-05) Kök T.; Esen A.; Karaaslan K.; KÖK, TUĞBA; ESEN, ASIM; KARAASLAN, KAZıM
    Anjiotensin Dönüştürücü Enzim İnhibitörü Kullanımına Bağlı Gelişen Postoperatif Lingual ÖdemTuğba Kök , Asım Esen , Kazım Karaaslan (Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi)Giriş / Amaç: Lingual ödem; nadir görülen, hayatı tehdit etme potansiyeline sahip bir komplikasyondur(1). Pozisyon, anjioödem, alerjik reaksiyonlar, anafilaksi ve ilaçlar sorumlu tutulmuştur(2,3). ACE inhibitörlerinden lisinopril ve perindoprile bağlı gelişen vakalar da bildirilmiştir(4,6). Bu olguda laparoskopik kolesistektomi sonrasında gelişen lingual ödem vakası sunuldu.Olgu: Laparoskopik kolesistektomi planlanan 70yaş, 61kg ve 150cm kadın hasta; DM, HT ve hipotiroidisi için levotiroksin, metformin ve triplixam (perindopril+indapamid+amlodipin) kullanmaktaydı. Preoperatif değerlendirmede zor entübasyon bulgusuna rastlanılmadı ve ASA II olarak değerlendirildi. İndüksiyon midazolam 2mg, fentanil 100µg, propofol 200mg ve roküronyum 35mg ile sağlandı ve ilk seferde 7,5 numara düz tüple entübe edildi. İdame %50 O2+hava ve sevofluran ile sağlandı. Hastanın 25 dakika ters trendelenburg pozisyonunda kaldığı ameliyat 75 dakika sürdü. Postoperatif analjezi amaçlı parasetamol 1gr ve tramadol 100mg ver(len hasta 200mg sugammadeks ile uyandırıldı. Derlenme ünitesinde 30 dakika izlenip sorunsuz olarak servise gönderilen hasta 1 saat sonra dilde şişlik sebebiyle bölümümüze konsülte edildi (Res(m-1). Muayenesinde hasta oryante-koopere ve stabildi. Solunumu etkilemeyen dildeki şişlik dışında herhangi bir olumsuz bulgu ve şikâyet yoktu. Hastaya hızlıca feniramin 45,5mg, prednizolon 40mg iv ve soğuk nebül uygulandı. Acil entübasyon ve trakeostomi hazırlıkları yapıldı. Kulak burun boğaz kliniğine de konsülte edildi. Hastanın postoperatif 2, 4, 6, 8, 10 ve 12.saat ziyaretlerinde tedrici olarak lingual ödeminin azaldığı, 24.saatte de tamamen gerilediği görüldü(Res(m-2) Tartışma / Sonuç: Ağız tabanında veya dilde oluşan postoperatif ödem hayatı tehdit etme potansiyeline sahiptir. Literatürde posterior fossa veya spinal cerrahilerde uygulanan özel pozisyonlar, dil tabanında sıkışmaya sebep olan endotrakeal tüp tespitinde boyun bağı kullanımı veya tüp etrafına ilave gazlı bez konulması da gerekçe olarak bildirilmiştir(2,3). Laringoskopi ve entübasyonun sorunsuz olduğu, pozisyon ile ilgili bir risk faktörünün de bulunmadığı olgumuzun koagülasyon profili normaldi ve antikoagülan ilaç kullanım öyküsü de yoktu. Başka bir risk faktörü tespit edilemeyen vakamızda postoperatif lingual ödemin ACE inhibitörlerinden perindoprile bağlı olabileceği ve perindopril kullanan hastalarda postoperatif dudak-dil ödemi açısından dikkat edilmesi gerektiği düşünüldü.