Goal:
04 - Nitelikli Eğitim

Loading...
Project Logo
Description
Nitelikli Eğitim Kapsayıcı ve hakkaniyete dayanan nitelikli eğitimi sağlamak ve herkes için yaşam boyu öğrenim fırsatlarını teşvik etmek. Herkes için kapsayıcı ve nitelikli eğitimin başarılması, eğitimin sürdürülebilir kalkınma için en güçlü ve denenmiş araçlardan biri olduğuna dair inancı yeniden vurguluyor. Bu hedef, 2030 yılına kadar tüm kız ve erkek çocuklarının ücretsiz ilköğretim ve ortaöğretimi tamamlamasını sağlayacaktır. Ayrıca, uygun maliyetli mesleki eğitime eşit erişim sağlamayı, cinsiyet ve varlık eşitsizliklerini ortadan kaldırmayı, nitelikli yükseköğretime herkesin erişmesini sağlamayı da hedefliyor.

Publication Search Results

Now showing 1 - 8 of 8
  • PublicationMetadata only
    A Catalyst for Social Economy: Society 5.0
    (Istanbul University Publication, 2023-02-01) Toker K.; TOKER, KEREM
    As our planet moves towards the middle of the 21st century, it faces a dizzying digital transformation process. This transformation brings along with it unique and innovative solutions to numerous social, organizational, and managerial issues. The most tangible of these solutions so far is the vision of Society 5.0 announced by the Japanese government in 2016. Within this scope, the purpose of this chapter is to develop conceptual insight into the reasons for the emergence, components, and goals of Society 5.0. Up-to-date research and current reports on the topic have been examined in this context, and a conceptual framework is formed. The findings show that many digital tools of Society 5.0 are already used in economies, but policymakers discuss these tools’ human-centered reuse. As a result, a positive futuristic perspective has been drawn that humanity will continue its life on a more habitable planet for decades to come and unite digital and physical space. Keywords: Society 5.0, Social Economy, Digital Transformation
  • PublicationMetadata only
    Covid-19 Pandemisinde Bir Risk Faktörü: Yaşlılarda Kırılganlık
    (2021-05-25T00:00:00Z) Adıgüzel, Yasemin; İlhan, Nesrin; ADIGÜZEL, YASEMIN
    Covid-19 Pandemisinde Bir Risk Faktörü: Yaşlılarda Kırılganlık Yasemin ADIGÜZEL1, Nesrin İLHAN2 1 Arş. Gör., Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, yadiguzel1@bezmialem.edu.tr. 2 Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı, nesrin.ilhan@medeniyet.edu.tr. Koronavirüs hastalığı (Covid-19), tüm dünyaya yayılarak 11 Mart 2020 tarihinde DSÖ tarafından pandemi ilan edilmiştir(1). Covid-19, herkesi enfekte edebilmekle birlikte en çok orta yaşlı ve yaşlı yetişkinleri etkilemektedir(2,3). Yapılan çalışmalarda yaşlıların Covid-19’a karşı daha savunmasız olduğu ve enfeksiyon ile ölüm oranlarının yaşlılarda daha yüksek olduğu bulunmuştur(2,4,5). Covid-19 pandemisinde yaşlı bireylerde ölüm oranlarının artmasıyla yaşlılar için sokağa çıkma kısıtlamaları yapılmıştır (3,6). Bu durum, azalmış işlevsel yetenek ve ilerleyici geriatrik kırılganlık oluşum riskiyle mücadele eden yaşlıların başa çıkmaları gereken başka sorunlar doğurmuştur(7). Bu sorunlar; uzun süre evde hareketsiz kalma, sosyal ilişkilerin azalması, stres, anksiyete ile kendileri ve yakınları için hastalık ve ölüm korkusudur(7,8,9,10). Özellikle bu bireylerin kısıtlamada olası düşme ve yaralanma durumlarını ve kronik hastalıkları yönetememe sebebiyle yaşadıkları rahatsızlıkları Covid-19 ile enfekte olma korkusuyla göz ardı etmeleri muhtemeldir. Bu durum, onları kırılganlık riskine karşı daha savunmasız hale getirmektedir(7).Kırılganlık; yaşa bağlı olarak fizyolojik rezervlerin azalması, çoklu organ veya sistemlerde fonksiyonel kayıp ve stresörlere karşı savunmasızlığın artması olarak tanımlanan geriatrik bir sendrom olmakla birlikte dünyada ve ülkemizde giderek artarak küresel bir sağlık yükü oluşturmaktadır(11,12). Kırılganlığın etiyolojisi bilinmemekle birlikte, kronik inflamasyon ile kas- iskelet ve endokrin sistemde değişiklikler, hücresel yaşlanma, apopitozis, kardiyovasküler sistem hastalıkları, kadın cinsiyet, komorbiditeler, genetik, çevresel faktörler (stres, malnütrisyon vb.), ırk, eğitim, sosyoekonomik durum, depresyon, sigara, alkol kullanımı ve polifarmasi kırılganlığın patogenezinde rol oynamaktadır(11,13,14). Kırılganlığın oluşumunda rol oynayan bu faktörler Covid-19 pandemisinde de devam etmektedir. Bu durum mevcutta kırılgan olan yaşlıların şiddetli kırılganlık dönemine girmesine sebep olabileceği gibi kırılgan olmayan yaşlılar için de risk oluşturmaktadır(10). İngilitere’deki ve İtalya-daki hastaneleri kapsayan gözlemsel bir kohort çalışmasında Covid-19-un, kırılgan yaşlılar için daha şiddetli sürebileceği ve prognozunun kötü ilerleyebileceği tespit edilmiştir(15). Türkiye-deki tüm hastanelerde ulusal çapta yürütülen bir kohort çalışmasında ise 18.234 Covid-19 hastasının % 67,4’ünün kırılgan, % 15,4’ünün ise şiddetli kırılganlık döneminde olduğu tespit edilmiştir(16). Kısıtlamaların bir sonucu olarak, toplumda yaşayan beş yaşlı yetişkinden dördünün yaşam alanı hareketliliğinde önemli bir azalma yaşanmaktadır ve bu durum kırılganlık, sarkopeni ve kronik hastalık riskini artırmaktadır(10). Bu süreçte yaşlı bireyin fonksiyonel bağımsızlığının ve işlevselliğinin korunması için kronik hastalıklarını yönetme, farmakolojik tedavilerine uyumu sağlama, fiziksel güç ve direnci artıran egzersizler yapma, beslenmenin düzenlenmesi, kilo kontrolü ve bakım verenlerin dijital ortamlarla bakımı desteklemesi gibi alanlarda yapılacak girişimlerle kırılganlığın önlenmesi sağlanabilir(11,17). Kırılganlığın önlenmesi için Covid-19 pandemisinde ve getirdiği kısıtlamalarda yaşlı bireylerin gerek fiziksel gerekse ruhsal açıdan takip edilmesi, telefon ve diğer dijital ortamlarda temaslarının desteklenmesi, çevirim içi sosyal destek, ruhsal destek faaliyetlerinin yürütülmesi önemlidir. Tele-Sağlık ve Tele-hemşirelik uygulamalarının yaygınlaştırılmasıyla pandemi döneminde yaşlıların günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlıkları desteklenebilmektedir(18). Yaşlıların telefon, bilgisayar ve internete erişememeleri, sınırlı dakika kullanımları onların yakınlarıyla etkileşim kurmasını ve online alışveriş imkanlarını kullanmalarını zorlaştırabilir. Bunlar ve benzeri durumların devlet kurumları ve yerel yönetimler aracılığıyla destelenmesiyle yaşlıların sosyal fonksiyonelliği desteklenebilir(17,19). Yaşlılarda kırılganlığın değerlendirilmesi ve semptomların belirlenerek önlenmesi önemlidir. Kırılganlığın değerlendirilmesinde; Fried Kırılganlık Ölçeği, Edmonton Kırılganlık Ölçeği, FRAIL İndeksi, CSHA Kırılganlık Ölçeği ve Tilburg Kırılganlık Ölçeği gibi araçlar kullanılmaktadır. Bu araçlar sayesinde kırılganlık erken evrede belirlenebilmektedir(11,13). Covid-19 pandemisinde de yaşlıların kırılganlıktan korunması, kırılganlığın değerlendirilmesi ve Covid-19 ile enfekte olduklarında kırılgan yaşlıya özgü girişimleri alabilmeleri için hemşirelerin kırılganlığın farkında olmaları önemlidir.Anahtar Kelimeler: Yaşlılık, Kırılganlık, Kırılgan Yaşlı, Covid-19, Hemşire.
  • PublicationMetadata only
    Kamu, Özel ve Üniversite Hastanelerinde Hastane Afet ve Acil Durum Planları Uygulayıcı Eğitimlerinin Değerlendirilmesi
    (2022-06-01T00:00:00Z) Canaslan, Hilal; Erdoğan, Özcan; Taşlıdere, Bahadır; ERDOĞAN, ÖZCAN; TAŞLIDERE, BAHADIR
    Özet Bu çalışmanın amacı, İstanbul’da düzenlenen -Hastane Afet ve Acil Durum Planları (HAP) Uygulayıcı Eğitimleri-nin, kamu, özel ve üniversite hastaneleri çalışanlarının hastane afet ve acil durum planları konusunda bilgi düzeyine etkisini araştırmaktır. Afet SağlıkHizmetleri Birimi tarafından 61 kamu hastanesi, 162 özel hastane ve 22 üniversite hastanesi çalışanlarına üç yıllık süreç içerisinde verilen HAP uygulayıcı eğitimine ait veriler incelendi. 1066 Kamu, Özel ve Üniversite Hastaneleri Çalışanlarının dosya ve arşiv kayıtları retrospektif olarak incelendi. Çalışmada sonuç olarak ön test puanı medyanı sırasıyla, 70 iken, eğitim verildikten sonra son test puanlarına bakıldığında ortalama 80 puana çıktı. Özel ve Üniversite hastaneleri katılımcılarının, kamu katılımcılarına oranla bilgi düzeyinde anlamlı farklılık mevcuttur. Komisyon üyesi olanlarda, olmayanlara oranla bilgi düzeyinde anlamlı farklılık mevcuttur. Hastane afet ve acil durumu planı hazırlığından sorumlu personelin HAP Uygulayıcı Eğitimi alması, hastane çalışanlarının tamamının ise HAP ve afet konusunda farkındalık ve hizmet içi eğitimler alması önem arz etmektedir. Anahtar kelimeler: Afet, Acil, Eğitim, HAP
  • PublicationOpen Access
    Psychometric evaluation of the child oral impacts on daily performances (C-OIDP) for use in Turkish primary school children: a cross sectional validation study
    (2020-06-01T00:00:00Z) Peker, Kadriye; EDEN, ECE; AK, ASLI TOPALOĞLU; UYSAL, ÖMER; Bermek, Gulcin; UYSAL, ÖMER
    Background As patient-reported outcome, the Child Oral Impacts on Daily Performances (C-OIDP) has been commonly used for assessing children-s oral health needs in order to facilitate oral health service planning. It was translated and cross-culturally adapted into Turkish in 2008. Since then, there is no study to assess its psychometric properties in Turkish child population. This cross-sectional study aimed to investigate the psychometric properties and factor structure of the Turkish version of the C-OIDP for use in Turkish primary school children. Methods The Turkish translated version was tested on a convenience sample of primary school children aged 11 to 12 years attending two public schools in Istanbul. Data were collected by clinical examinations, face-to-face interviews and self-completed questionnaires. The internal consistency, test-retest reliability, construct validity using exploratory factor analysis (EFA) and confirmatory factor analysis (CFA), criterion related validity (concurrent and discriminant) were evaluated. Results A total of 208 children were subjected to the tested the C-OIDP. Overall, 93.7% of them reported at least one oral impact in the last 3 months. The most frequently affected performances were -eating- (72.1%) and -cleaning mouth-, while the performance with the lowest impact was -studying- (13%). The internal consistency and reproducibility of the C-OIDP were acceptable, with a Cronbach-s alpha of 0.73 and an intra-class correlation coefficient of 0.83. The EFA yielded a two-factor model termed -functional limitation- and -psychosocial limitation-. CFA identified the two- factor model which fit the data better than the previously proposed three-factor model, namely physical, psychological and social health. Having malocclusion, the presence of gum disease, reported history of oral problems in the mouth, dissatisfaction with oral health, bad self-rated oral health and having a problem-oriented pattern of dental attendance were found to be the most important factors related to worse oral health- related quality of life, supporting its criterion-related validity. Conclusion This study provided preliminary evidence the psychometric properties of the C-OIDP index among Turkish school children aged 11-12 years. It may be applied to evaluate the oral health impact on quality of life in this population.
  • PublicationOpen Access
    Relationship between emotional intelligence and disaster response self-efficacy: A comparative study in nurses
    (2023-08-01) Kuday A. D.; Erdoğan Ö.; ERDOĞAN, ÖZCAN
    Background: Nurses who constitute an important part of the health system play a critical role in all stages of disaster management, especially in providing care for disaster victims. It is essential for nurses to have adequate education and qualifications to reduce disaster-related mortality and morbidity rates in the community. The qualifications of nurses depend not only on their knowledge and skills but also on their emotional abilities such as empathy and stress management. Emotions can impact individuals' levels of self-efficacy in disaster response, and it may help explain the differences in self-efficacy among nurses. Objective: This study aimed to investigate the relationship between emotional intelligence and disaster response self-efficacy, and compare the scores between hospital nurses and National Medical Rescue Team nurses. Design: A cross-sectional design. Settings: This research was conducted at Bezmialem Foundation University Hospital and National Medical Rescue Team in Istanbul, Turkey. Participants: This study included 565 nurses from two different institutions. Methods: A survey consisting of the Demographic Information Form, the Modified Schutte Emotional Intelligence Scale, and the Disaster Response Self-Efficacy Scale was administered to the nurses. The data collected from March to April of 2022 was analyzed using SPSS 25.0 program. The differences and relationships among variables were determined by using Chi-square tests, student's t-tests, Pearson correlation, and linear regression analyses. Results: Of the 565 participants, 219 (38.8%) were hospital nurses and 346 (61.2%) were NMRT nurses. NMRT nurses scored significantly higher in emotional intelligence (131.45 ± 6.15 versus 129.75 ± 6.01) and disaster response self-efficacy (80.71 ± 11.38 versus 77.77 ± 11.33) than hospital nurses (p < 0.05). In addition, emotional intelligence was found to be significantly and positively correlated to disaster response self-efficacy (r = 0.885, p < 0.05). Conclusions: The emotional intelligence and disaster response self-efficacy were positively correlated, and both levels of NMRT nurses higher than hospital nurses. These findings suggest that healthcare organizations should take the emotional intelligence of nurses as an important means to improve their disaster response selfefficacy. It can improve the quality of disaster response to obtain well self-efficacy by developing the emotional intelligence of nurses.
  • PublicationMetadata only
    Akademik Tıp Kütüphanelerinin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarındaki Rolü
    (2023-10-27) Yalçınkaya Ö.; YALÇINKAYA, ÖZLEM
  • PublicationMetadata only
    YEŞİL KÜTÜPHANE
    (2023-06-01) Yalçınkaya Ö.; YALÇINKAYA, ÖZLEM
  • PublicationMetadata only
    Akademik Bilgi Merkezlerinde Kurumsal Bilgi Yönetimi ve Sürdürülebilirlik İlişkisi
    (Nobel Yayınevi, 2023-12-01) Yalçınkaya Ö.; YALÇINKAYA, ÖZLEM