Welcome to the Open Access System!


This site is Bezmialem Vakif University Academic Open Access System. The system was established in June 2019 in order to store the academic outcomes of Bezmialem Vakif University in digital standards and to provide them with open access. OpenAccess includes academic outputs such as articles, presentations, dissertations, books, book chapters and reports produced by Bezmialem Vakif University.


Supported by SelenSoft
 

Recent Submissions

PublicationMetadata only
Presence of Auditory Pathway Abnormalities in Children With Neurofibromatosis Type 1 With Brainstem Focal Areas of Abnormal Signal Intensity: Diffusion Tensor Imaging Features
(2024-06-10) Cesme D. H.; Atasoy B.; Alkan G.; Peker A. A.; Yilmaz T. F.; Yurtsever I.; Iscan A.; Alkan A.; ÇEŞME, DİLEK HACER; ATASOY, BAHAR; PEKER, ABDUSSELİM ADİL; YILMAZ, TEMEL FATİH; YURTSEVER, İSMAİL; İŞCAN, AKIN; ALKAN, ALPAY
Background: To investigate whether there is a difference in mean diffusivity (MD) and fractional anisotropy (FA) values in the auditory pathways of neurofibromatosis type 1 patients with and without focal areas of abnormal signal intensity (FASI) compared to healthy controls by using diffusion tensor imaging (DTI). Methods: Patients were classified as group 1 with focal areas of abnormal signal intensity in the brainstem, group 2 without focal areas of abnormal signal intensity, and healthy control group 3 according to the MRI findings. Mean diffusivity and fractional anisotropy values of lateral lemniscus, inferior colliculus, corpus geniculatum mediale, Heschl gyrus, and brainstem were compared between groups. The correlation between mean diffusivity and fractional anisotropy values of auditory pathways and age was investigated. Results: There was a significant difference between group 1 and group 2 in terms of mean diffusivity and fractional anisotropy values at lateral lemniscus, inferior colliculus, corpus geniculatum mediale, and Heschl gyrus. Increased mean diffusivity and decreased fractional anisotropy values at brainstem were found in group 1. There was a significant difference between group 1 and group 3 in terms of mean diffusivity values at all auditory pathways. Fractional anisotropy values obtained from lateral lemniscus, inferior colliculus, and Heschl gyrus decreased in group 1 compared with group 3. There was a negative correlation between mean diffusivity values and positive correlation between fractional anisotropy values at lateral lemniscus, inferior colliculus, Heschl gyrus, and age. Conclusions: Our diffusion tensor imaging findings show that the neuronal integrity of the auditory pathways is affected in neurofibromatosis type 1 patients with brainstem focal areas of abnormal signal intensity. We think that the disappearance of brainstem focal areas of abnormal signal intensity associated with myelin repair and the regression of diffusion tensor imaging changes in the auditory pathways occur simultaneously with advancing age in patients with neurofibromatosis type 1.
PublicationMetadata only
Predictive significance of intraprostatic volumetric parameters derived from early and standard time 68Ga-PSMA PET/CT images in newly diagnosed prostate cancer patients
(2024-07-01) ERDOĞAN E. B.; TEKÇE E.; KOCA S.; Aslan N.; TOLUK Ö.; AYDIN M.; ERDOĞAN, EZGİ BAŞAK; TEKÇE, ERTUĞRUL; KOCA, SERHAT; TOLUK, ÖZLEM; AYDIN, MEHMET
Objective: To investigate the relationship between intraprostatic 68Ga-prostate-specific membrane antigen (PSMA) uptake values and volumetric parameters derived from early pelvic and standard-time whole-body 68Ga-PSMA PET/computed tomography (CT) images in untreated prostate cancer (PCa) patients, and to assess the predictive significance of these data in relation to disease prognosis, comparing them with the Gleason score, clinical risk classification and the presence of metastatic disease detected in 68Ga-PSMA PET/CT imaging. Methods: Eighty-one newly diagnosed PCa patients underwent early phase pelvic imaging at the 5th minute and standard time whole-body imaging at the 60th minute. Various threshold values were used in intraprostatic delineations to compute maximum standardized uptake value (SUVmax), mean standardized uptake value (SUVmean), intraprostatic PSMA tumor volume and intraprostatic total lesion PSMA uptake. Correlations between early and standard time measurements, as well as changes in SUV parameters over time, were examined. The association of these values with Gleason score, clinical risk status (National Comprehensive Cancer Network), and metastatic disease was explored. Results: SUVmax measurements from both early and standard time images distinguished all three groups (clinical risk scores, Gleason score and metastatic group), with standard imaging demonstrating statistical superiority in receiver operating characteristic analyses. Strong correlations were observed between early and standard-time PET parameters. Changes in intraprostatic SUVmax and SUVmean values over time did not exhibit predictive value. Conclusion: Although intraprostatic PSMA PET parameters generally aligned at both early and standard times, parameters obtained from standard time images showed more robust correlations with clinical risk scores, Gleason score and metastasis status in newly diagnosed, untreated PCa patients.
Person
KOCA, SERHAT
PublicationMetadata only
Bebeklerde ve annelerinde bebek-taşıyıcısının postüral denge üzerindeki akut etkisinin araştırılması
(2023) PEHLİVAN, Sevgi; TANRIVERDİ, Müberra
Bir bebeği taşımak insanlık tarihi boyunca var olan, doğal ve evrensel bir insan davranışıdır. Bebek-taşıyıcıları birçok kültürde yaygın bir uygulamadır. Bebek-taşıyıcısı, bebekle annenin ve/veya bakım verenin duygusal ilişkisinde gelişme sağlaması, taşıyıcıya sunduğu kolaylık ve hareket özgürlüğü ile de yaygın bir şekilde kullanılmaya devam etmektedir. Bu çalışmada bebeklerde ve annelerinde bebek-taşıyıcısının postüral denge üzerine akut etkisini incelemek amaçlanmıştır. Çalışmaya Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nörolojisi Bölümü'nden Sağlıklı Çocuk Polikliniği'ne yönlendirilen 4-10 ay yaşında 30 bebek ve anneleri dahil edilmiştir. Araştırmalar Altunizade Acıbadem Hastanesi Yürüyüş Analizi Laboratuvarı'nda gerçekleştirilmiştir. Bebek-taşıyıcısının bebeklerde ve annelerinde postüral denge üzerindeki akut etkileri araştırılacak olup bu doğrultuda öncelikle bebekler ve anneleri için demografik değerlendirme formu uygulanmıştır. Çalışmaya katılmayı kabul eden ve dahil edilme kriterlerini karşılayan annelerin demografik bilgi formu doldurulurken boy (m) ve ağırlık (kg) ölçümleri araştırmacı fizyoterapist tarafından gerçekleştirilen ağırlık (kg) / boy2 (m2) formülü ile vücut kitle indeksi hesaplamaları yapılmıştır. Bu antropometrik ölçümlere ek olarak kalça eklemi hareket açıklığı ölçümleri yapılmıştır. Sonrasında 3D hareket analizi sistemi (VICON) ile 15 dakika normal yürüme sırasında, 15 dakika bebeklerini kucakta taşıma sırasında, 15 dakika bebeklerini bebek-taşıyıcısı ile önde taşıma sırasında ve 15 dakika bebeklerini bebek-taşıyıcısı ile arkada taşıma sırasında kütle ağırlık merkezi değişimi ve postüral denge değerlendirilmiştir. Ayrıca VICON değerlendirme yürüyüşlerinden önce ve sonra Visual Analog Skalası ile yorgunluk, ağrı ve konfor sorgulanarak toplam değerlendirme ve uygulama süresi 1 saat olmuştur. Çalışmanın sonunda, annelerde bebek-taşıyıcısı kullanımıyla kütle çekim merkezinin denge sınırları içinde korunduğu, yerçekimi tepki kuvvetinin kontrolünün arttığı ve postüral dengenin geliştiği görülmüştür. Postüral dengenin, bebek-taşıyıcısının önde kullanıldığında bebeğin kollarda taşınmasına veya bebek-taşıyıcısının arkada kullanılmasına oranla daha stabil olduğu saptanmıştır. Ayrıca lordotik postürde normal yürümeye göre önde bebek-taşıyıcısı kullanılmasının postürün korunmasına destek olabildiği, kütle çekim merkezinin kontrolünü arttırabildiği ve postüral dengenin geliştirilmesini sağlayabildiği görülmüştür. Literatür ve çalışmamızın sonuçları göz önüne alınırsa, bebek-taşıyıcısı kullanımının sağlıklı tüm annelere önerilebileceği sonucuna varılmıştır.
PublicationMetadata only
Beş faktör kişilik özellikleri ile bilişsel özellikler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi / Evaluation of the relationship between five-factor personality traits and cognitive aspects
(2024) CANBAZOĞLU, Hacer; KILIÇ, Özge; DEVECİ, Erdem
Bilişsel özelliklerin kişilikle ilişkileri farklı boyutlarda ve farklı araçlarla araştırılmış ancak alan yazında tutarlı sonuçlara bağlanamamıştır. Bu çalışmanın birincil amacı özdenetim, motivasyon, bilişsel kontrol ve bilişsel esneklik, yaratıcı düşünme, duygu düzenleme bilişsel özellikleriyle kişilik arasındaki ilişkiyi; ikincil amacı bilişsel özelliklerle yaş, cinsiyet ve eğitim arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma ve 18 yaş ve üzeri okuma bilen 65'i erkek, 238'i kadın 303 bireyle çevrimiçi olarak yapılmıştır. Katılımcılara sosyodemografik form; kişiliği değerlendirmek için Büyük Beş Kişilik Testi (BBKT); bilişsel özellikleri değerlendirmek için Öz-denetim Ölçeği, Yetişkin Motivasyon Ölçeği, Stresli Durumlarda Bilişsel Kontrol ve Esneklik Ölçeği, Marmara Yaratıcı Düşünme Eğilimleri Ölçeği, Duygu Düzenlemede Zorluklar Ölçeği- Kısa Form'u uygulanmıştır. BBK ilk özelliği dışadönüklükle; özdenetim arasında pozitif (r=0.24); Stresli Durumlarda Bilişsel Kontrol ve Esneklik ölçeğinin duygular üzerinde bilişsel kontrolü (r=0.27) ve değerlendirme ve başa çıkma alt puanlarıyla arasında pozitif (r=0.20); Duygu Düzenlemede Zorluklar Ölçeği alt boyutlarından açıklıkla arasında negatif (r=-0.15); motivasyonla pozitif (r=0.28) ve yaratıcı düşünme eğilimiyle arasında pozitif (r=0.24) ilişki gözlenmiştir. BBK uyumluluk kişilik özelliğinin özdenetimle pozitif (r=0.26); duygular üzerinde bilişsel kontrolle pozitif (r=0.16) ve değerlendirme ve başa çıkmayla pozitif (r=0.20); duyguları düzenlemede zorluklar alt boyutu dürtüyle negatif (r=-0.13); motivasyonla pozitif, (r=0.28) yaratıcı düşünme eğilimleriyle pozitif (r=0.26) ilişkileri gözlenmiştir. BBK sorumluluk kişilik özelliğiyle özdenetim arasında pozitif (r=0.53); duygular üzerinde bilişsel kontrol (r=0.33) ve değerlendirme başa çıkma ile pozitif (r=0.44); duygu düzenleme güçlüğüyle negatif (r=-0.18); motivasyonla pozitif (r=0.31); yaratıcı düşünmeyle pozitif (r=0.31) ilişki bulunmuştur. BBK duygusal dengelilik kişilik özelliğiyle özdenetim arasında pozitif (r=0.50); stresli durumlarda bilişsel kontrol ve esneklik alt boyutlarından duygular üzerinde bilişsel kontrol (r=0.66) ve değerlendirme ve başa çıkma arasında pozitif (r= 0.37); duygu düzenlemede zorluklar alt boyutlarından açıklık arasında negatif (r=-0.52) ilişki; yaratıcı düşünmeyle arasında pozitif (r=0.22) ilişki bulunmuştur. Son olarak deneyime açıklık özdenetim arasında pozitif (r=0.37); duygular üzerinde bilişsel kontrol arasında pozitif (r=0.23); duygu düzenlemede zorluklar alt boyutlarından stratejiler arasında negatif (r=-0.13); yaratıcı düşünme arasında pozitif (r=0.36) ilişki bulunmuştur. Bilişsel özellikler cinsiyete göre incelendiğinde erkeklerin özdenetim (p=0.046) ve yaratıcı düşünme eğilimleri puanları daha yüksek (p=0.049) kadınların duygu düzenleme güçlüğü amaçlar alt puanı daha yüksek bulunmuştur (p=0.015). Motivasyonun cinsiyetten etkilenmediği gözlenmiştir. Yaşa göre bilişsel işlevler incelendiğinde de sadece stresli durumlarda bilişsel kontrol ve esnekliğin duygular üzerinde bilişsel kontrol alt boyutuyla pozitif yönde ve zayıf bir ilişki bulunmuştur. Kişilik ve yaşamın pek çok alanını etkileyen kişilik ve bilişsel özellikler arasındaki bu yakın ilişki konuya farklı yönleriyle gelecek araştırmalara zemin hazırlayabilir.

bezmialem handle.net
base
opendoar
roar
roar
handle.net