Person:
KARATOPRAK, CUMALİ

Loading...
Profile Picture
Google ScholarScopusORCIDPublons
Status
Organizational Units
Organizational Unit
Job Title
First Name
CUMALİ
Last Name
KARATOPRAK
Name
Email Address
Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 3 of 3
  • PublicationMetadata only
    Vildagliptin Treatment on Portal Vein Pressure and Hepatosteatosis in Patients with Type 2 Diabetes Mellitus
    (2017-10-01) Karatoprak C.; Kılıcarslan R.; Cakırca M.; Aydın S.; Ozkan T.; Kocaman O.; Yolbas S.; Zorlu M.; Kıskac M.; Cıkrıkoglu M. A.; et al.; KARATOPRAK, CUMALİ
  • PublicationMetadata only
    Thorax computed tomography findings and anti-SARS-CoV-2 immunoglobulin G levels in polymerase chain reaction-negative probable COVID-19 cases.
    (2022-11-25) Yurtsever I.; Karatoprak C.; Sumbul B.; Kiskac M.; Tunc M.; Zorlu M.; Ogun H.; Durdu B.; Toluk O.; Cakirca M.; YURTSEVER, İSMAİL; KARATOPRAK, CUMALİ; SÜMBÜL, BİLGE; KISKAÇ, MUHARREM; TUNÇ, MUHAMMED; ZORLU, MEHMET; OGUN, HAMZA; DURDU, BÜLENT; TOLUK, ÖZLEM; ÇAKIRCA, MUSTAFA
    OBJECTIVE: This study aimed to evaluate the SARS-CoV-2 immunoglobulin G (IgG) levels after 6 months of polymerase chain reaction (PCR) negativebut assumed to be COVID-19 positive cases to investigate the relationship between IgG levels and thoracic computed tomography (CT) findings.METHODS: This was a single-center study that included patients whose PCR test results were negative at least three times using nasopharyngealswabs but had clinical findings of COVID-19 and thoracic CT findings compatible with viral pneumonia. Six months after discharge, the IgG antibodieswere analyzed. The cutoff value for negative and positive serology was defined as <1.4 (index S/C) and ≥1.4 (index S/C), respectively. In addition, thepatients were categorized according to their thoracic CT findings as high (typical) and low (atypical). Also, the patients were grouped into classes as<5% lung involvement versus ≥5% lung involvement.RESULTS: The patients’ mean age was 49.78±12.96 years. PCR was negative, but patients with COVID-19 symptoms who had SARS-CoV-2 IgGpositive were 81.9% (n=95). The antibody titer and lung involvement ≥5% were statistically significantly higher in SARS-CoV-2 IgG positive cases(p<0.001 and p=0.021). Age and chest CT findings were the risk factors for lung involvement (OR=1.08, p<0.001 and OR=2.19, p=0.010, respectively).CONCLUSION: This study is valuable because increasing severity (≥5%) of lung involvement appears to be associated with high and persistent IgGantibody titers. In probable cases of COVID-19, even if the PCR test is negative, high IgG titers 6 months after discharge can predict the rate of lungparenchymal involvement.
  • PublicationMetadata only
    Bireylerin Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kullanımının ve Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi
    (2024-03-01) Kıskaç N.; Kıskaç M.; Zorlu M.; Karatoprak C.; Çakırca M.; ZORLU, MEHMET; KARATOPRAK, CUMALİ; ÇAKIRCA, MUSTAFA
    Bu çalışmanın amacı bireylerin Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları kullanımının ve bilgi düzeylerinin değerlendirilmesidir. Bu araştırma kesitsel ve tanımlayıcı niteliktedir. Araştırmanın örneklemini 18 yaş ve üzeri çalışmaya katılmayı kabul eden 366 birey oluşturmuştur. Veriler bireylerden online anket şeklinde toplanmıştır. Bireylerin fitoterapiyi açıklayan soruya doğru yanıt verme oranı %76,2 olarak bulunmuştur. Bireylerin Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulaması denilince ilk aklına gelen yöntemi en yüksek oranla (%50) hacamat, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamalarından deneme seçeneği olsa yine en yüksek oranla (%29,2) hacamat yöntemini tercih edeceklerini ifade etmişlerdir. Bireylerin %42,1’i Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamalarının hiçbirini kullanmadığını, %20,5’inin ise Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamalarından en çok yararlandıkları yöntemin hacamat olduklarını söylemişlerdir. Bireylerin %62,3’ü bitkisel ilaçların yan etkilerinin normal ilaçlardan çok daha az olduğunu, hacamat yöntemini %73,8’inin daha önce uygulatmadığını, %12,5’inin hacamat uygulamasından fayda gördüğünü, %11,5’inin hacamat uygulamasını sağlık dışı birine yaptırdığını belirtmişlerdir. Sülük tedavisi ile ilgili olarak bireylerin %65,8’i sülüğün kirli kanı emdiği için faydalı olduğunu söylerken, %89,6’sı sülük tedavisi uygulatmadığını ifade etmişlerdir. Bireylerin %6,3’ü sülük tedavisinden fayda gördüğünü, %6,3’ü sağlık dışı bir kişiye uygulattığını, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamalarını %45,4’ü kısmen faydalı, %39,6’sı ise faydalı olduğunu söylemişlerdir. Sonuç olarak, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamalarını bireylerin büyük bir kısmı etkili olduğunu düşünmektedir. Ancak Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamalarını hekim dışı bireylere yaptıran birey sayısı da fazla olarak görülmektedir. Bu durumda sağlık profesyonelleri olan hemşirelere bireyleri bilgilendirme ve danışmanlık yapma açısından önemli görevler düşmektedir. Ancak hemşireler bu bilgileri bireylere sağlamadan önce kendisi de bilgi sahibi olmalıdır. Hemşirelerin lisans eğitiminde aynı zamanda aktif alanda görev yapan hemşirelerin hizmet içi eğitimlerinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarına yer verilmeli.el ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları ile ilgili deneysel çalışmalar artırılmalıdır