Person:
ONSUN, NAHIDE

Loading...
Profile Picture
Google ScholarScopusORCIDPublons
Status
Kurumdan Ayrılmıştır.
Organizational Units
Organizational Unit
Job Title
First Name
NAHIDE
Last Name
ONSUN
Name
Email Address
Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 4 of 4
  • PublicationMetadata only
    Effects of TNF inhibitors and an IL12/23 inhibitor on changes in body weight and adipokine levels in psoriasis patients: A 48-week comparative study.
    (2021-03-11T00:00:00Z) Onsun, Nahide; Akaslan, Tahsin Çağdaş; Sallahoglu, Kadriye; Gülcan, Aliye Sevdem; Bulut, Huri; Yabacı, AYŞEGÜL; ONSUN, NAHIDE; YABACI TAK, AYŞEGÜL
  • PublicationMetadata only
    Challenges in early diagnosis of primary cutaneous CD8+ aggressive epidermotropic cytotoxic T-cell lymphoma: a case series of four patients.
    (2020-08-01T00:00:00Z) Akaslan, TÇ; Dizman, D; Emiroğlu, N; Tosuner, Z; Çetin, G; Demirkesen, C; ONSUN, NAHIDE; YILDIZ, PELİN; ÇETİN, GÜVEN
    Background: Primary cutaneous aggressive epidermotropic CD8+ cytotoxic T-cell lymphoma (AECTCL) is a rare and aggressive lymphoma characterised by ulcerated lesions and a poor prognosis. Objectives: To present a case series of four previously misdiagnosed AECTCL patients and discuss the importance of early diagnosis. Materials and methods: All patients in this study were identified from the database of the Dermatology Department of the Medical School of Bezmialem Vakif University, based on clinical and histopathological diagnosis of AECTCL between 2010 and 2018. Results: AECTCL cases may mimic many benign dermatoses and accurate diagnosis may be delayed. Conclusion: Because of its poor prognosis, early diagnosis of AECTCL may be helpful in improving the likelihood of patient survival, but further study is needed to address the challenges in diagnosing this rare and aggressive lymphoma.
  • PublicationMetadata only
    Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nin 15 yıllık etanercept deneyimi ve etanercept sürdürülebilirliği
    (2020-12-04T00:00:00Z) Onsun, Nahide; Güneş, Begüm; Yabacı, Ayşegül; ONSUN, NAHIDE; GÜNEŞ, BEGÜM; YABACI TAK, AYŞEGÜL
  • PublicationMetadata only
    The Relationship Between C-Reactive Protein Level, Disease Severity and Psoriatic Arthritis In Psoriasis Patients
    (2020-06-01T00:00:00Z) Onsun, Nahide; ONSUN, NAHIDE
    ÖZET Amaç: Bu çalışmada -Immune Mediated Inflammatory Disease (İmmün Aracılı İltihabi Hastalık)- grubuna dâhil olan psoriasis ve psoriatik artritte, C-reaktif proteinin psoriasis şiddeti ve psoriatik artrit ile ilişkisini tespit etmek amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 18-70 yaş arası psoriatik artriti olan veya olmayan toplam 201 psoriasis hastası ve kontrol grubu olarak 18-70 yaş arası 98 sağlıklı birey alındı. Psoriasis şiddeti psoriasis alan şiddet indeksi ile hesaplandı ve eşzamanlı serum C-Reaktif Protein düzeyi (immunoturbidimetric latex yöntemi ile) bakılıp hastalar fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniğinde psoriatik artrit yönünden değerlendirildi. Gruplar arası C-Reaktif Protein düzeyleri karşılaştırıldı. Psoriasis hastalarında C-Reaktif Protein düzeyi ve psoriasis alan şiddet indeksi korelasyonuna bakıldı. Bulgular: C-Reaktif Protein düzeyinin, psoriasis hastalarında normal popülasyona göre yüksek olduğu (p<0,001) ancak psoriasis şiddeti arasında korelasyon olmadığı saptandı (p=0,093) . C-Reaktif Protein değer leri, aktif psoriatik artrit hastalarında kontrol grubuna (p<0,001) ve psoriasis hastalarına (p<0,001) göre yüksek bulundu. C-Reaktif Protein değerleri açısından aktif psoriatik artrit hastaları ile inaktif psoriatik artrit hastaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p=0,449). Sonuç: C-Reaktif Protein’in psoriasis hastalarında normal insanlara göre yüksek olmasına rağmen, hastalık şiddetiyle korele olmadığından, psoriasis şiddeti takibinde kullanımının yararlı olmayacağı; ancak psoriasis hastalarında psoriatik artrit gelişimi açısından takipte kullanılanılabileceğini düşünmekteyiz. Aktif ve inaktif psoriatik artrit hastalarında C-Reaktif Protein düzeyi açısından anlamlı fark saptanmaması, psoriatik artritin aktif veya inaktif dönemde olduğunu değerlendirmede tek başına yeterli olmadığı sonucunu doğurmuştur(