Person:
COŞKUN, HALIL

Loading...
Profile Picture
Google ScholarScopusORCIDPublons
Status
Kurumdan Ayrılmıştır.
Organizational Units
Organizational Unit
Job Title
First Name
HALIL
Last Name
COŞKUN
Name
Email Address
Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 8 of 8
  • PublicationMetadata only
    Adölesan Çağı Obezitesinde Uyguladığımız Bariatrik Cerrahi Ameliyatlarının Sonuçları
    (2021-11-01T00:00:00Z) Yapalak, Yunus; Ayan, Furkan; İskurt, Yiğit; Coşkun, Halil; Yardımcı, Erkan; AYAN, FURKAN; İSKURT, YİĞİT; COŞKUN, HALIL; YARDIMCI, ERKAN
    AMAÇ: Çocukluk çağı morbid obezitesi özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde son iki dekatta iki kat artış göstermiş olup tedavide bariatrik cerrahi etkili bir yöntem olarak uygulanmaktadır (1). Laparoskopik sleeve gastrektomi (LSG) günümüzde en sık uygulanan bariatrik cerrahi yöntemidir (1,2). Adölesan çağı obezitesinin tedavi yönetimi multidisipliner yaklaşım gerektirmektedir (3). Çalışmamızda, adölesan çağı obezitesinde uyguladığımız bariatrik cerrahi sonuçlarımızı göstermeyi amaçladık. YÖNTEM: Retrospektif olarak 2018-2021 yılları arasında Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’na bariatrik ve metabolik cerrahi uygulanan 634 hastadan; adölesan çağında (≤18 yaş) morbid obezite nedeniyle (VKİ≥40kg/m2), çocuk endokrinoloji ve çocuk psikiyatristi tarafından yönlendirilen ve LSG uygulanan 32 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik verileri (yaş, cins, ek hastalık, vücut kitle indeksi (VKİ), komorbid hastalıkları, ilaç kullanım öyküsü) incelendi. Postoperatif dönemde komplikasyon, fazla kilo kaybı oranları, komorbid hastalıkların remisyon durumu değerlendirildi. BULGULAR: Çalışmadaki toplam 32 hastanın ortalama yaşı 16,1±1,07 yıl idi. Hastaların 24’ü (%75) kız ve 8’i (%25) erkek idi. Preoperatif ortalama VKİ 47,4±7,56 kg/m2 idi. Hastaların 22’sinde (%66,6) tip 2 diyabet, 7’sinde (%21,8) hipertansiyon ve 4’ünde (%12,5) obstrüktif uyku apne sendromu vardı. Tüm hastalara LSG uygulandı. Ortalama ameliyat süresi 71,2±17,3 dakika ve yatış süresi 4,3±0,7 gün idi. Peroperatif ve postoperatif herhangi bir komplikasyon izlenmedi. Mortalite izlenmedi. Postoperatif takiplerinde ortalama % EWL değerleri 3.ayda %27,7, 6.ayda %48,05 ve 12.ayda %72,1 idi. Komorbid hastalıklardaki remisyon oranların tip 2 diyabet için %86,3, hipertansiyon için %71,4 ve obstrüktif uyku apne sendromu için %100 olarak saptandı. SONUÇ: Adölesan çağı obezitesinde endikasyona uygun olarak seçilmiş hastalarda LSG tekniği güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Anahtar Kelimeler: Adölesan, Obezite, Sleve Gastrektomi
  • PublicationMetadata only
    İleri Yaş Obez Bireylerde (60≥Yaş) Sleeve Gastrektomi ve Gastrik By-Pass Ameliyat Yöntemlerinin Sonuçlarının Karşılaştırılması
    (2021-11-01T00:00:00Z) İskurt, Yiğit; Ayan, Furkan; Yapalak, Yunus; Coşkun, Halil; Yardımcı, Erkan; İSKURT, YİĞİT; AYAN, FURKAN; COŞKUN, HALIL; YARDIMCI, ERKAN
    AMAÇ: Günümüzde obezite yaşlı popülasyonda da (≥60 yaş) artan bir sorun haline gelmiştir (1,2). Yeni metaanalizlere göre yaşlı popülasyonun obezite tedavisinde önceki yılların aksine genç popülasyonla karşılaştırıldığında; kabul edilebilir komorbidite (%2,545,84) ve mortalite (%0,14-0,89) oranları ile uygulanabilirliği desteklenmiştir (1). Literatürde yaşlıların obezite cerrahisinde sleeve gastrektomi veya gastrik bypass tekniklerinden hangisinin tercih edilmesi gerektiği ile ilgili tartışmalar devam etmektedir (3,4). Çalışmamızda yaşlı popülasyonda uyguladığımız laparoskopik sleeve gastrektomi (LSG) ve laparoskopik tek anastomozlu gastrik by-pass (LTAGB) tekniklerinin sonuçlarını karşılaştırmayı amaçladık. YÖNTEM: Retrospektif kohort olarak tasarlanan çalışmada; 2018-2021 yılları arasında Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda bariatrik ve metabolik cerrahi uygulanan 634 hastadan; 60 yaş ve üzerinde obezite ve/veya ilişkili hastalıklar nedeniyle başvuran (VKİ≥ 40kg/m2 veya VKİ≥35 kg/m2 olup obezite ile ilişkili hastalıkları olanlar) 25 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalara LSG (grup-1) ve LTAGB (grup-2) teknikleri uygulandı. Revizyon cerrahisi olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastaların yaş, cins, ek hastalık, beden kitle indeksi, komorbid hastalıkları, ilaç kullanım öyküsü gibi demografik bulguları kaydedildi. Postoperatif dönemde erken dönem komplikasyonları, yeniden yatış oranları, komorbid hastalıkların remisyon durumları ve fazla kilo kaybı oranları (%EWL) değerlendirildi ve karşılaştırıldı. BULGULAR: Çalışmaya 25 hasta (grup-1: n:17, grup-2: n:8) dahil edildi. Hastaların 16’sı (%64) kadın ve 9’u (%36) erkek, ortalama yaşı 64,8±4,7 yıl idi. Preoperatif ortalama vücut kitle indeksi (VKİ) 48,4±10,24 kg/m2 idi. Hastaların 24’ünde (%96) obezite ile ilişkili komorbid hastalık (Tip 2 diyabet 19 kişide (%76), hipertansiyon 18 kişide (%72), obstrüktif uyku apne sendromu 9 kişide (%36), hiperlipidemi 13 kişide (%52)) mevcut idi. Ameliyat süresi grup-1 de istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha kısa bulundu (Grup-1:82,3±8,5 dk, Grup-2: 110,9±10 dk, p<0,001). Tüm ameliyatlar laparoskopik olarak tamamlandı ve postoperatif erken dönemde herhangi bir komplikasyon izlenmedi. Mortalite görülmedi. Gruplar arasında hastaneye tekrar yatışlar arasında herhangi bir fark izlenmedi. Yatış süresi tüm hastalar için ortalama 5,4±2,6 gün idi ve gruplar arası karşılaştırmada istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (Grup-1: 4,5±1 gün, Grup-2: 6,38±3,8 gün, p=0,007). Ortalama takip süresi grup-1’de 20±5,21 ay, grup-2’de 14±2,96 ay olup gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,788). 1. yıl sonundaki %EWL değişimleri grup-1 de %64,6 (p<0,001), grup-2 de %73,5 (p<0,001), olup gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,408). Tip 2 diyabeti olan hastalardaki preoperatif ve postoperatif 1. yıldaki HbA1c düzeyleri karşılaştırıldığında grup-1’de %7,13±1,24’ten %5,42±1,20’ye gerilediği (p=0,002), grup-2’de ise %8,38±1,38’den %5,24±0,91’e gerilediği (p=0,018) bulundu ve gruplar arasında HbA1c değişimleri istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,022). SONUÇ: İleri yaşta (≥60 yaş) bariatrik cerrahi obezitenin tedavisinde güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Özellikle ağır diyabetik hastalarda LTAGB yöntemi LSG’ye göre daha çok tercih edilebilir. Daha geniş hasta gruplarının olduğu ve daha uzun takip süresi olan çalışmalara ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler: Yaşlı hasta, Sleve Gastrektomi, Tek Anastomozlu Gastrik By-Pass
  • PublicationMetadata only
    Effect of probiotic supplementation after laparoscopic sleeve gastrectomy on constipation and gastrointestinal quality of life
    (2021-12-01T00:00:00Z) Yıldız, Nida; Baş, Murat; Coşkun, Halil; Batar, Nazlı; Yardımcı, Erkan; COŞKUN, HALIL; YARDIMCI, ERKAN
    Aim: In this study, we aimed to investigate the early effect of probiotic supplementation after Laparoscopic Sleeve Gastrectomy (LSG) on constipation and gastrointestinal quality of life compared to control group. Methods: This study was a prospective, randomized clinical trial. Participants were recruited to Bariatriklab Obesity and Metabolic Surgery Center for LSG. All patients were divided into 2 groups as probiotic and control by using simple randomization. The probiotic group consumed Bifidobacterium animalis lactis BB-12 strain as a probiotic supplement during 6 weeks after LSG. Gastrointestinal Symptom Rating Scale (GSRS), Constipation Severity Instrument (CSI), Patient Assessment of Constipation Quality of Life Scale (PAC-QOL), Bristol Stool Form Scale (BSFS), Gastrointestinal Quality of Life Index (GIQLI) of the patients were recorded before LSG and at the 2nd, 4th, 6th weeks after LSG. Results: The probiotic group had an average age of 37.00±8.92 years (18 female, 12 male), the control group had an average age of 41.03±11.29 years (23 female, 7 male). CSI (16.50 ± 14.76 vs. 31.37 ± 15.34), PAC-QOL (58.53 ± 12.59 vs 72.30 ± 19.70), GSRS (26.83 ± 9.14 vs. 37.93 ± 16.59) and total score mean were lower compared to the control group, GIQLI total score average (147.50 ± 11.79 vs 136.87 ± 18.98) was found higher (p <0.05) in probiotic group. Conclusions: Probiotic supplementationimproved the constipation and gastrointestinal quality of life in the early post LSG-period in the brobiotic group compared to the control group.
  • PublicationMetadata only
    İleri Yaş Obez Bireylerde (60≥Yaş) Sleeve Gastrektomi ve Gastrik By-Pass Ameliyat Yöntemlerinin Sonuçlarının Karşılaştırılması
    (2021-11-01T00:00:00Z) İskurt, Yiğit; Ayan, Furkan; Yapalak, Yunus; Coşkun, Halil; Yardımcı, Erkan; İSKURT, YİĞİT; AYAN, FURKAN; COŞKUN, HALIL
    AMAÇ: Günümüzde obezite yaşlı popülasyonda da (≥60 yaş) artan bir sorun haline gelmiştir (1,2). Yeni metaanalizlere göre yaşlı popülasyonun obezite tedavisinde önceki yılların aksine genç popülasyonla karşılaştırıldığında; kabul edilebilir komorbidite (%2,545,84) ve mortalite (%0,14-0,89) oranları ile uygulanabilirliği desteklenmiştir (1). Literatürde yaşlıların obezite cerrahisinde sleeve gastrektomi veya gastrik bypass tekniklerinden hangisinin tercih edilmesi gerektiği ile ilgili tartışmalar devam etmektedir (3,4). Çalışmamızda yaşlı popülasyonda uyguladığımız laparoskopik sleeve gastrektomi (LSG) ve laparoskopik tek anastomozlu gastrik by-pass (LTAGB) tekniklerinin sonuçlarını karşılaştırmayı amaçladık. YÖNTEM: Retrospektif kohort olarak tasarlanan çalışmada; 2018-2021 yılları arasında Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda bariatrik ve metabolik cerrahi uygulanan 634 hastadan; 60 yaş ve üzerinde obezite ve/veya ilişkili hastalıklar nedeniyle başvuran (VKİ≥ 40kg/m2 veya VKİ≥35 kg/m2 olup obezite ile ilişkili hastalıkları olanlar) 25 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalara LSG (grup-1) ve LTAGB (grup-2) teknikleri uygulandı. Revizyon cerrahisi olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastaların yaş, cins, ek hastalık, beden kitle indeksi, komorbid hastalıkları, ilaç kullanım öyküsü gibi demografik bulguları kaydedildi. Postoperatif dönemde erken dönem komplikasyonları, yeniden yatış oranları, komorbid hastalıkların remisyon durumları ve fazla kilo kaybı oranları (%EWL) değerlendirildi ve karşılaştırıldı. BULGULAR: Çalışmaya 25 hasta (grup-1: n:17, grup-2: n:8) dahil edildi. Hastaların 16’sı (%64) kadın ve 9’u (%36) erkek, ortalama yaşı 64,8±4,7 yıl idi. Preoperatif ortalama vücut kitle indeksi (VKİ) 48,4±10,24 kg/m2 idi. Hastaların 24’ünde (%96) obezite ile ilişkili komorbid hastalık (Tip 2 diyabet 19 kişide (%76), hipertansiyon 18 kişide (%72), obstrüktif uyku apne sendromu 9 kişide (%36), hiperlipidemi 13 kişide (%52)) mevcut idi. Ameliyat süresi grup-1 de istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha kısa bulundu (Grup-1:82,3±8,5 dk, Grup-2: 110,9±10 dk, p<0,001). Tüm ameliyatlar laparoskopik olarak tamamlandı ve postoperatif erken dönemde herhangi bir komplikasyon izlenmedi. Mortalite görülmedi. Gruplar arasında hastaneye tekrar yatışlar arasında herhangi bir fark izlenmedi. Yatış süresi tüm hastalar için ortalama 5,4±2,6 gün idi ve gruplar arası karşılaştırmada istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (Grup-1: 4,5±1 gün, Grup-2: 6,38±3,8 gün, p=0,007). Ortalama takip süresi grup-1’de 20±5,21 ay, grup-2’de 14±2,96 ay olup gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,788). 1. yıl sonundaki %EWL değişimleri grup-1 de %64,6 (p<0,001), grup-2 de %73,5 (p<0,001), olup gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,408). Tip 2 diyabeti olan hastalardaki preoperatif ve postoperatif 1. yıldaki HbA1c düzeyleri karşılaştırıldığında grup-1’de %7,13±1,24’ten %5,42±1,20’ye gerilediği (p=0,002), grup-2’de ise %8,38±1,38’den %5,24±0,91’e gerilediği (p=0,018) bulundu ve gruplar arasında HbA1c değişimleri istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,022). SONUÇ: İleri yaşta (≥60 yaş) bariatrik cerrahi obezitenin tedavisinde güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Özellikle ağır diyabetik hastalarda LTAGB yöntemi LSG’ye göre daha çok tercih edilebilir. Daha geniş hasta gruplarının olduğu ve daha uzun takip süresi olan çalışmalara ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler: Yaşlı hasta, Sleve Gastrektomi, Tek Anastomozlu Gastrik By-Pass
  • PublicationMetadata only
    Assessment of the Correlation Between Weight Status and the Frequency of Dietician Interviews in Sleeve Gastrectomy Patients
    (2020-07-01T00:00:00Z) Guclu, Duygu; Batar, Nazli; Kermen, Seda; SEVDİN, SEZEN; COŞKUN, Halil; COŞKUN, HALIL; GÜÇLÜ, DUYGU
    Purpose The aim of this study was to evaluate the relationship between the weight status of sleeve gastrectomy patients during the first two postoperative years and the frequency of dietician interviews. Materials and Methods This was a retrospective cross-sectional study, and the subjects were patients who had surgery at a special obesity clinic, Bariatriklab, in Istanbul, Turkey, between February 01, 2014, and February 01, 2018.The mean age +/- standard deviation of the participants was 38.8 +/- 11.9 years. The mean body mass index (BMI) +/- standard deviation was 44.2 +/- 6.1 kg/m(2)preoperatively. The preoperative (pre-op) and 12-, 18-, and 24-month postoperative (post-op) weights and the frequency of interviews with dieticians for 2 years after the operation were collected, and statistical analysis was performed using SPSS ver. 23.0. Results A total of 247 laparoscopic sleeve gastrectomy (LSG) patients, 161 women (65.2%) and 86 men (34.8%), were evaluated in this study. As the frequency of dietician interviews increased in the first year, the amount of excess weight loss (EWL) increased in the second year (p < 0.01). In addition, as the frequency of dietician interviews increased in the second year, the amount of EWL in the second year decreased (p < 0.01). The frequency of dietician counseling among participants who did not experience weight loss between 12 and 24 months was significantly higher than that among those who experienced weight loss (p < 0.05). Conclusion It should not be forgotten that bariatric surgery requires teamwork, and patients should be cared for with an interdisciplinary approach. Dieticians play an important role in changing nutritional habits and making them sustainable.
  • PublicationMetadata only
    The Effects of the Staple Line Reinforcement Procedures on Gastrointestinal Symptoms and Its Early Results in Sleeve Gastrectomy
    (2022-08-01T00:00:00Z) YAPALAK, YUNUS; YIĞMAN, SAMET; GÖNÜLTAŞ, CEREN; COŞKUN, Halil; YARDIMCI, ERKAN; YAPALAK, YUNUS; YIĞMAN, SAMET; GÖNÜLTAŞ, CEREN; COŞKUN, HALIL; YARDIMCI, ERKAN
    Background: The laparoscopic sleeve gastrectomy (LSG) procedure is the most common bariatric surgical technique worldwide, but controversy continues over staple line reinforcement (SLR) techniques. This prospective randomized study aimed to compare the effects of SLR methods on early postoperative complications and gastrointestinal symptoms in patients undergoing LSG for morbid obesity.
  • PublicationOpen Access
    Effect of the -Recruitment- Maneuver on Respiratory Mechanics in Laparoscopic Sleeve Gastrectomy Surgery
    (2020-03-23T04:00:00Z) SÜMER, İSMAİL; Topuz, Ufuk; Alver, Selcuk; Umutoglu, Tarik; Bakan, Mefkur; ZENGİN, SENİYYE ÜLGEN; COŞKUN, Halil; SALİHOĞLU, Ziya; SÜMER, İSMAİL; COŞKUN, HALIL
    Purpose LSG surgery is used for surgical treatment of morbid obesity. Obesity, anesthesia, and pneumoperitoneum cause reduced pulmoner functions and a tendency for atelectasis. The alveolar -recruitment- maneuver (RM) keeps airway pressure high, opening alveoli, and increasing arterial oxygenation. The aim of our study is to research the effect on respiratory mechanics and arterial blood gases of performing the RM in LSG surgery. Materials and Methods Sixty patients undergoing LSG surgery were divided into two groups (n = 30) Patients in group R had the RM performed 5 min after desufflation with 100% oxygen, 40 cmH(2)O pressure for 40 s. Group C had standard mechanical ventilation. Assessments of respiratory mechanics and arterial blood gases were made in the 10th min after induction (T1), 10th min after insufflation (T2), 5th min after desufflation (T3), and 15th min after desufflation (T4). Arterial blood gases were assessed in the 30th min (T5) in the postoperative recovery unit. Results In group R, values at T5, PaO2 were significantly high, while PaCO2 were significantly low compared with group C. Compliance in both groups reduced with pneumoperitoneum. At T4, the compliance in the recruitment group was higher. In both groups, there was an increase in PIP with pneumoperitoneum and after desufflation this was identified to reduce to levels before pneumoperitoneum. Conclusion Adding the RM to PEEP administration for morbidly obese patients undergoing LSG surgery is considered to be effective in improving respiratory mechanics and arterial blood gas values and can be used safely.
  • PublicationMetadata only
    Adölesan Çağı Obezitesinde Uyguladığımız Bariatrik Cerrahi Ameliyatlarının Sonuçları
    (2021-11-01T00:00:00Z) Yapalak, Yunus; Ayan, Furkan; İskurt, Yiğit; Coşkun, Halil; Yardımcı, Erkan; AYAN, FURKAN; İSKURT, YİĞİT; COŞKUN, HALIL
    AMAÇ: Çocukluk çağı morbid obezitesi özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde son iki dekatta iki kat artış göstermiş olup tedavide bariatrik cerrahi etkili bir yöntem olarak uygulanmaktadır (1). Laparoskopik sleeve gastrektomi (LSG) günümüzde en sık uygulanan bariatrik cerrahi yöntemidir (1,2). Adölesan çağı obezitesinin tedavi yönetimi multidisipliner yaklaşım gerektirmektedir (3). Çalışmamızda, adölesan çağı obezitesinde uyguladığımız bariatrik cerrahi sonuçlarımızı göstermeyi amaçladık. YÖNTEM: Retrospektif olarak 2018-2021 yılları arasında Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’na bariatrik ve metabolik cerrahi uygulanan 634 hastadan; adölesan çağında (≤18 yaş) morbid obezite nedeniyle (VKİ≥40kg/m2), çocuk endokrinoloji ve çocuk psikiyatristi tarafından yönlendirilen ve LSG uygulanan 32 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik verileri (yaş, cins, ek hastalık, vücut kitle indeksi (VKİ), komorbid hastalıkları, ilaç kullanım öyküsü) incelendi. Postoperatif dönemde komplikasyon, fazla kilo kaybı oranları, komorbid hastalıkların remisyon durumu değerlendirildi. BULGULAR: Çalışmadaki toplam 32 hastanın ortalama yaşı 16,1±1,07 yıl idi. Hastaların 24’ü (%75) kız ve 8’i (%25) erkek idi. Preoperatif ortalama VKİ 47,4±7,56 kg/m2 idi. Hastaların 22’sinde (%66,6) tip 2 diyabet, 7’sinde (%21,8) hipertansiyon ve 4’ünde (%12,5) obstrüktif uyku apne sendromu vardı. Tüm hastalara LSG uygulandı. Ortalama ameliyat süresi 71,2±17,3 dakika ve yatış süresi 4,3±0,7 gün idi. Peroperatif ve postoperatif herhangi bir komplikasyon izlenmedi. Mortalite izlenmedi. Postoperatif takiplerinde ortalama % EWL değerleri 3.ayda %27,7, 6.ayda %48,05 ve 12.ayda %72,1 idi. Komorbid hastalıklardaki remisyon oranların tip 2 diyabet için %86,3, hipertansiyon için %71,4 ve obstrüktif uyku apne sendromu için %100 olarak saptandı. SONUÇ: Adölesan çağı obezitesinde endikasyona uygun olarak seçilmiş hastalarda LSG tekniği güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Anahtar Kelimeler: Adölesan, Obezite, Sleve Gastrektomi