Goal:
12 - Sorumlu Üretim ve Tüketim

Loading...
Project Logo
Description
SORUMLU ÜRETİM VE TÜKETİM Sürdürülebilir üretim ve tüketim kalıplarını sağlamak: Ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınmayı başarmak için, malları ve kaynakları üretme ve tüketme biçimlerimizi değiştirmek suretiyle ekolojik ayak izimizi derhal azaltmamız gerekiyor. Dünya genelinde en büyük su tüketicisi tarımdır ve tarımsal sulama, insanların kullandığı tüm taze suyun yaklaşık %70’ini buluyor.

Publication Search Results

Now showing 1 - 3 of 3
  • PublicationMetadata only
    METABOLIC SYNDROME IN COLLECTION AND DISPOSAL OF SOLID WASTE SECTOR
    (2012-01-01T00:00:00Z) Eker, Hasan Huseyin; BAYRAKTARLI, Recep Yilmaz; Issever, Halim; Ulas, Tumer; Erelel, Mustafa; ESER, ALİ; OZDILLI, Kursat; Ozder, ACLAN; ESER, ALİ; ÖZDER, ACLAN
    Objectives: This study aims to assess the frequency and factors relevant to metabolic syndrome in workers employed in the collection and disposal of solid waste sector. Materials and Methods: This cross-sectional study was conducted in the major solid waste collecting and disposal company named ISTAC AS (Istanbul Environmental Protection and Waste Processing Corporation) in Istanbul, Turkey. All 715 male employees of the company were included in the study without sampling. The study was completed with 619 subjects. Since it was a small group, female workers were not taken into account in the study. Metabolic syndrome frequency was investigated according to the NCEP-ATP III criteria including the levels of systolic and diastolic blood pressure, waist perimeter, HDL, triglyceride, fasting blood glucose values. Results: Metabolic syndrome was present in 40.9% of participating employees. Metabolic syndrome was more common in those working in the excavation field (54.0%), such as caterpillar operators (56.5%), and less common in employees working in administrative offices, such as office staff or managers, who were under 35 years old and who had been working for less than 10 years (p < 0.05). Employees working in work stations other than administrative offices had a 2.60 times higher risk compared to those working in administrative offices. Conclusions: Metabolic syndrome may be related to work station, job, age and period worked by the subjects.
  • PublicationMetadata only
    İklim Destekli Beslenmede Bitki Bazlı Diyetler ve Sağlık Üzerine Etkileri
    (2022-09-01T00:00:00Z) Kıyak, Büşra; Güneş Bayır, Ayşe; GÜNEŞ BAYIR, AYŞE
    Her gün daha derinden etkilenilen küresel iklim krizi, sonuçlarıyla ekosistemleri ve insan hayatını tesiri altına alarak dünya genelinde büyük bir sorun haline gelmiştir. İklim krizinin en somut başlangıcı sanayi devrimi olarak görülürken nüfus artışına eşlik eden makineleşme bu soruna üstel olarak katkıda bulunur. Sektörler arası bir sorun olan iklim krizinde en büyük paylardan birine de gıda sistemi sahiptir. Olumsuz çevresel etkileri olan gıda sistemi, özellikle sera gazları emisyonu (GHGE), su gereksinimi ve arazı kullanımı açısından dünyadaki en önemli sektörlerden biridir. Diyetleri destekleyen besin zincirleri, çevresel sorunlarla bağlantılıdır. Artan dünya nüfusuna yeterli ve dengeli bir beslenme düzeni sağlanırken çevrenin yük kapasitesini aşmamak için diyetlerin çevresel zararını göz önünde bulundurmak zorunlu bir gereksinimdir. Diyet ve tüketim alanındaki gelişmeler, örneğin et, yumurta, süt gibi hayvansal ürünlerin sebze ağırlıklı beslenmeye göre daha çok tercih edilmesi karbon salınımını kat be kat arttırır. Protein alımının, üretimi ve işlenişi sonucu metan gazı (CH4) emisyonuna sebep olan hayvancılık sektörü yerine kuru baklagil ve tahıllardan karşılanması halinde sera gazı emisyonunda ortalama 5 milyar tonluk gibi büyük bir fark yaratır. Gıda tüketimi ve sürdürülebilirlikleri değerlendirilerek alternatif bitki bazlı diyet kalıpları oluşturulmuştur. Bitki bazlı diyet kalıpları; vücudu optimize eden biyoaktif bileşen, makro ve mikro besin içeriğinden dolayı olumlu sağlık etkileriyle ilişkilendirilmiştir. Daha önce yapılan çalışmalar bitki bazlı diyetlerin glisemik kontrol, kan lipid seviyesi kontrolü, diyabet, hipertansiyon, bazı kanser türleri, crohn hastalığı ve kalp hastalıkları gibi sağlık sorunları için etkili bir ilaçsız tedavi şekli olduğunu göstermiştir. Bu derleme makalede insan ayak izi ve diyet seçimleri arasındaki ilişki ele alınarak, bitki bazlı diyetlerin çevre sağlığının yan sıra insan sağlığına da olumlu yöndeki etkileri incelenmiştir.
  • PublicationOpen Access
    LC-HRMS Profiling and Antidiabetic, Anticholinergic, and Antioxidant Activities of Aerial Parts of Kınkor (Ferulago stellata)
    (2021-05-01T00:00:00Z) Kızıltaş, Hatice; Bingol, Zeynebe; GÖREN, AHMET CEYHAN; Kose, Leyla Polat; DURMAZ, LOKMAN; Topal, Fevzi; Alwasel, Saleh H.; GÜLÇİN, İlhami; GÖREN, AHMET CEYHAN
    Kınkor (Ferulago stellata) is Turkish medicinal plant species and used in folk medicine against some diseases. As far as we know, the data are not available on the biological activities and chemical composition of this medicinal plant. In this study, the phytochemical composition; some metabolic enzyme inhibition; and antidiabetic, anticholinergic, and antioxidant activities of this plant were assessed. In order to evaluate the antioxidant activity of evaporated ethanolic extract (EEFS) and lyophilized water extract (WEFS) of kınkor (Ferulago stellata), some putative antioxidant methods such as DPPH· scavenging activity, ABTS•+ scavenging activity, ferric ions (Fe3+) reduction method, cupric ions (Cu2+) reducing capacity, and ferrous ions (Fe2+)-binding activities were separately performed. Furthermore, ascorbic acid, BHT, and α-tocopherol were used as the standard compounds. Additionally, the main phenolic compounds that are responsible for antioxidant abilities of ethanol and water extracts of kınkor (Ferulago stellata) were determined by liquid chromatography-high-resolution mass spectrometry (LC-HRMS). Ethanol and water extracts of kınkor (Ferulago stellata) demonstrated effective antioxidant abilities when compared to standards. Moreover, ethanol extract of kınkor (Ferulago stellata) demonstrated IC50 values of 1.772 µg/mL against acetylcholinesterase (AChE), 33.56 ± 2.96 µg/mL against α-glycosidase, and 0.639 µg/mL against α-amylase enzyme respectively.