Person:
GÖNCÜ, BEYZA SERVET

Loading...
Profile Picture
Status
Organizational Units
Job Title
First Name
BEYZA SERVET
Last Name
GÖNCÜ
Name
Email Address
Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 10 of 18
  • PublicationMetadata only
    Nano- and Micro-Encapsulation Techniques and Applications
    (2021-01-01T00:00:00Z) Göncü, Beyza Servet; Yücesan, Emrah; GÖNCÜ, BEYZA SERVET; YÜCESAN, EMRAH
    Microencapsulation has been the most frequently used technique for several different disciplines such as cell-based therapies and/or transplantation. Technology is based on the idea of combining and coating material or isolating it from an external source. Microencapsulation may be performed with different materials and, among natural biocompatible materials, alginate-based microencapsulation technique is the most appropriate material for microencapsulation. The structural components of alginate materials are the derivatives of alginic acid, which is found in brown algae as an intercellular gel matrix. This alginate is preferred for clinical applications due to its safety in human studies. Therefore, the choice and the combined system need to be carefully optimized to achieve biocompatible application through cell microencapsulation especially for long term. Specifications of alginate such as primary source, isolation process, viscosity, and purity contribute to improve its biocompatibility. Clinically, cell microencapsulation is the major contribution to the field of transplantation by its technique and additionally provides local immune isolation. This chapter discusses the potential benefits of clinically suitable alginates and their applications. This promising technology may highlight its considerable potential for patients that require transplantation and/or replacement therapy in the future.
  • PublicationMetadata only
    Parathyroid Glands
    (2022-07-01T00:00:00Z) Göncü, Beyza Servet; GÖNCÜ, BEYZA SERVET
    The parathyroid tissue is composed of the chief, oxyphil, and water-clear cells. The cell type in each parathyroid gland is highly heterogeneous between different pathologies. The parathyroid oxyphil cells are markedly increased in secondary hyperparathyroidism due to chronic kidney diseases. These cells include more eosinophil than oxyphil cells, but they are closer in size to the chief cells. Studies reported that the oxyphil cells are derived from chief cells, and this presents another cell type that occurs as -transitional oxyphilic cells.- As is known, calcium-sensing receptor (CaSR) is expressed abundantly in the chief cells. Expression of CaSR is elevated in disparate parathyroid tissues, which is possibly related to differential expression levels of parathyroid-specific transcription factors including GCM2 (Glial Cells Missing Transcription Factor 2), MAFB (V-maf musculoaponeurotic fibrosarcoma oncogene homolog B), GATA3 (GATA Binding Protein 3), RXR (The retinoid X receptor), and even VDR (Vitamin D Receptor). The pathways that connect CaSR to parathyroid cell proliferation are precisely not known yet. Evaluation of oxyphil and chief cells of parathyroid glands and their differential expression patterns are important to understand the parathyroid function and its behavioral changes due to related diseases. This chapter presents a summary of the current literature on the cell type distribution of parathyroid and pathophysiology by comparing the expression patterns.
  • PublicationMetadata only
    Moleküler Biyoloji Güncel Araştırma Teknikleri
    (2022-03-01T00:00:00Z) Göncü, Beyza Servet; GÖNCÜ, BEYZA SERVET
  • PublicationMetadata only
    Paratiroit Nakli İmmünolojisi
    (2019-04-01T00:00:00Z) Ayşan, Mustafa Erhan; Göncü, Beyza Servet; Yücesan, Emrah; GÖNCÜ, BEYZA SERVET; YÜCESAN, EMRAH
    Paratiroit nakli, kalıcı hipoparatiroidinin tek tedavi seçeneğidir. Diğer organ nakillerinde olduğu gibi greft fonksiyonunun artırılması için alıcı-verici uyumu paratiroit nakli için de çok önemlidir. Paratiroit nakli (bazı özel vakalar dışında) doğası gereği immünsupresyonsuz olarak gerçekleştirilmek zorunda olduğu için başarılı nakiller yapmak oldukça güçtür. Bu güçlüğü aşabilmek için elimizde güvenilir parametreler olmalıdır. İlk paratiroit naklinin yapılmasından günümüze kadar geçen yaklaşık 100 yıl içinde ne yazık ki A, B, 0 uyumu dışında üzerinde konsensus sağlanan bir kriter yoktur. Literatürde bu konudaki bilgi miktarı yetersiz olduğu gibi üstelik var olan bilgilerin doğruluğu da şüphelidir. Konu üzerinde daha fazla çalışma yapılmalıdır. Bu gerçekleşene kadar paratiroitte immünsüpresyon yapılmaksızın yüksek başarı oranıyla ve uzun greft fonksiyonu gösteren allo-nakiller yapmak zor görünmektedir.
  • PublicationMetadata only
    Hedefli ilaç/gen içeren biyonanoprobların hazırlanması ve tedavi edici potansiyellerinin araştırılması
    (2021-12-02T00:00:00Z) Atasoy, Sezen; Göncü, Beyza Servet; Erdem, Gülsah; Omurtag Özgen, Pınar Sinem; Dağ, Aydan; ATASOY, SEZEN; GÖNCÜ, BEYZA SERVET; DAĞ, AYDAN
  • PublicationOpen Access
    Investigating differential miRNA expression profiling using serum and urine specimens for detecting potential biomarker for early prostate cancer diagnosis
    (2021-02-08T00:00:00Z) Hasanoğlu, Sevde; Göncü, Beyza Servet; Yücesan, Emrah; Atasoy, Sezen; Kayali, Yunus; Özten Kandaş, Nur; GÖNCÜ, BEYZA SERVET; YÜCESAN, EMRAH; ATASOY, SEZEN
    Background/aim: MicroRNAs (miRNAs) are known up-to-date candidate biomarkers for several diseases. In addition, obtaining miRNA from different body fluids such as serum, plasma, saliva, and urine is relatively easy to handle. Herein we aimed to detect miRNAs as biomarkers for early stage prostate cancer (PC). For this purpose, we used urine and serum samples to detect any significant differences in miRNA profiles between patients and healthy controls. Materials and methods: Total ribonucleic acid (RNA) in urine and serum samples were isolated from eight untreated PC patients, thirty healthy individuals were screened for miRNA profile, and candidate miRNAs were validated. Whole urinary and serum miRNA profile was analyzed using Affymetrix GeneChip miRNA 4.0 Arrays. Candidate miRNAs were investigated by stem-loop reverse transcription- polymerase chain reaction. Results: When we analyzed the urinary samples of PC patients, 49 miRNAs were detected to be upregulated and 14 miRNAs were found to be downregulated when compared with healthy controls. According to the serum samples, 19 miRNAs were found to be upregulated, and 21 miRNAs were found to be downregulated when compared with healthy individuals as well. Interestingly, we detected only four overlapping miRNAs (MIR320A, MIR4535, MIR4706, MIR6750) that commonly increase or decrease in both serum and urine samples. Among them, MIR320A was found to be downregulated, and MIR4535, MIR4706, and MIR6750 were found to be upregulated for urine samples. However, only MIR6750 was upregulated and the other three miRNAs were downregulated for serum samples. Conclusion: Notably, the expression profile of MIR320A was significantly altered in urine specimens of prostate cancer patients. We considered that MIR320A has been evaluated as a valuable biomarker that can be used in the early diagnosis of PC.
  • PublicationMetadata only
    COVID-19 Tanısında Protein Temelli Yaklaşımlar
    (2020-02-01T00:00:00Z) Göncü, Beyza Servet; GÖNCÜ, BEYZA SERVET
    Serolojik testler belirli patojenlere maruziyetin varlığını teşhis etmek ya da seyir takibi amacıyla kullanılan testlerdir. Kan veya serum örnekleri kullanılarak, patojenlere ait antijenlerin varlığı ve spesifik antikorlara bağlanma prensibine göre çalışır. Güncel olarak COVID-19 veya bir diğer deyişle SARS-CoV2 teşhisi ve seroloji testlerine ait bulguların doğrulanması gerçek zamanlı PCR (RT-PCR) tekniği ile yapılmaktadır. SARS-CoV2 seroloji testlerine ilişkin gelişmeler hızlı bir şekilde güncellenmektedir. Özgün SARSCoV2 antikorlarının tayin edilmesi, patojen varlığında immün sistemin oluşturacağı yanıta bağlı olarak geliştirilir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda farklı hastalardan elde edilen örneklerde farklı immünglobülin tiplerinin belirlendiği bildirilmiştir. Bu nedenle öncelikle enfeksiyondan sonra gelişen immünglobülin tiplerinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Serolojik testler temelde; nötralizasyon, antijen-antikor reaksiyonu ve belirleme aşamaları ile karakterizedir. Enfeksiyonun hızlı teşhisi ve seyrinin takibi için SARS-COV2 seroloji testleri ile ilgili araştırma ve geliştirme çalışmaları hızla devam etmektedir. Bugüne kadar bildirilen serolojik test sonuçları, benzerlik taşıyan koronavirüs antikor testleri (SARS/MERS-CoV vb) kullanılarak elde edilmiştir. Bu sürecin tamamlanması için virüse bağlı antijenik kısımların tanımlanması gerekmektedir. SARS-CoV2’ye özgül, antijene bağlanacak antikorun, protein temelli yaklaşımlarda bir -çapa- (anchor) olarak kullanılması için araştırmalar devam etmektedir.
  • PublicationMetadata only
    Hücre Mikroenkapsülasyonunda Manuel ve Kapsülasyon Sisteminin Hücre İzolasyon Tipi ve Aljinat Yüzdesine Bağlı Verimliliğinin Karşılaştırılması
    (2021-08-01T00:00:00Z) Düzenli, Ömer Faruk; Göncü, Beyza Servet; Selepcioğlu, Harika; Yücesan, Emrah; Ersoy, Yeliz Emine; Akçakaya, Adem; GÖNCÜ, BEYZA SERVET; YÜCESAN, EMRAH; ERSOY, YELIZ EMINE; AKÇAKAYA, ADEM
    Amaç: Birçok endüstriyel sektörde kullanılan polimer malzemeler sağlık bilimlerinde de farklı işlemlerde kullanılmaktadır. Bu işlemlerden biri olan enkapsülasyon sistemi hücre nakli gibi terapötik uygulamalarda tercih edilmektedir. Enkapsülasyon çalışmalarında uygulanacak yaklaşıma göre kapsül yapısında kullanılacak polimer malzeme ve oluşan kapsül boyutu değişmektedir. Aljinat, kahverengi alglerden elde edilen, içeriğindeki farklı polimerik blok oranlarına bağlı olarak değişiklik gösteren doğal polimerlerden biridir. Bu çalışmada, kapsülasyon aşaması için kullanılacak olan değişik aljinat yüzdeleri uygulanarak paratiroid hücrelerinde ideal mikroenkapsülasyon prosedürlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.Gereç ve Yöntem: Çalışmada sekonder hiperparatiroidi hastasından alınan bir adet paratiroid hiperplazi dokusundan mekanik ve enzimatik izolasyon yöntemleriyle hücre eldesi gerçekleştirilmiştir. İki farklı aljinat yüzdesi kullanarak hem manuel olarak hem de kapsülasyon cihazında otomatize olarak iki farklı akış hızı değerlendirilmiştir. Mikroenkapsüle edilen hücreler 64-79 gün boyunca in vitro olarak parathormon miktarları ölçülerek takip edilmiştir.Bulgular: Değerlendirilen aljinat yüzdelerinden %2’lik konsantrasyona sahip mikroenkapsüllerin oluşturulmasında kapsülasyon cihazında kullanılan 2 mL/dk akış hızıyla morfolojik stabilite gözlenmiştir. Ayrıca parathormon salınımı açısından hücre izolasyon tipi ve aljinat yüzdeleri arasında benzer sonuçlar elde edilmiştir.Sonuç: Uzun süreli mikroenkapsülasyon verimliliğinin arttırılması için yapısal ve fonksiyonel açıdan birçok parametrenin belirlenmesi gerekmektedir. Bu çalışma ile enzimatik izolasyon metoduyla elde edilen paratiroid hücrelerinin kapsülasyon sistemi kullanılarak artan akış hızında daha stabil bir yapı oluşturdukları belirlenmiştir.
  • PublicationMetadata only
    Periferik kan mononükleer hücrelerin primer paratiroit dokusu hücreleri ile ko-kültürünün verimliliği
    (2020-02-01T00:00:00Z) Yücesan, Emrah; Göncü, Beyza Servet; Hasanoglu, Sevde; YÜCESAN, EMRAH; GÖNCÜ, BEYZA SERVET
  • PublicationMetadata only
    Kalıcı İmmunsupresyon Yapılmaksızın Paratiroit Allotransplantasyonu: 44 Olguluk Prospektif Klinik Seri
    (2016-11-01T00:00:00Z) Ayşan, Mustafa Erhan; Ercan, Cilem; Akbaş, Fahri; Kesgin Toka, Cemile; Özten Kandaş, Nur; Başoğlu, Harun; Taşçı, Yunus; Göncü, Beyza Servet; Özdemir, Burcu; Ersoy, Yeliz Emine; Taşan, Ertuğrul; Arıcı, Sema; Akçakaya, Adem; Kazancıoğlu, Rümeyza; AKBAŞ, FAHRİ; GÖNCÜ, BEYZA SERVET; ERSOY, YELIZ EMINE; TAŞAN, ERTUĞRUL; AKÇAKAYA, ADEM; KAZANCIOĞLU, RÜMEYZA
    Paratiroit allotransplantasyonu (PA-t) kalıcı hipoparatiroidili (KH) olgularda önemli ve görece yeni bir tedavi yöntemidir. Ancak donanımlı laboratuvar alt yapısı ile birlikte deneyimli ve multidisipliner bir ekip gerektirdiği için uygulanması güç bir süreçtir. Bu makalede Türkiye-de Sağlık Bakanlığından ruhsatlı ilk PA-t merkezinde yapılan, literatürdeki en geniş ikinci olgu serisini sunduk. Nakil için, bilgilendirilmiş onamı alınan, segonder hiperparatiroidisi olan kronik böbrek yetmezliği tanılı hastalardan alınan dokular kullanıldı. Bu dokulardan paratiroit hücreleri izole edildi, süspansiyon haline getirildi, 3-4 günlük kültür işleminden sonra KH tanısı olan 44 hastaya (12 erkek, 32 kadın, ortalama yaş: 44,5) transplante edildi. On gün süreyle, aşamalı olarak azalan dozlarda prednizolon uygulaması dışında kalıcı immunsupresyon yapılmadı. Ortalama 16 (1-26) aylık takipte, 32 (%72,7) hastada allograft fonksiyonu görüldü. Bu hastalarda oral ve/veya intravenöz kalsyum ve D vitamini desteği kesildi. Hiçbir hastada komplikasyon gözlenmedi. KH tanılı olguların tedavisinde kalıcı immunsupresyon yapılmaksızın PA-t, komplikasyon riski olmayan, etkin bir tedavi yöntemidir.